Kadin erkek iliskisi üzerine cok seyler söylenebilir ama
benim üzerinde durmak istedigim konu, iliskilerin flirt esnasinda ayri, iliski
icinde ayri olmasinin nedenlerini arastirmaktir. Tabii ki bilimsel bir calisma
yapmadim ama mantigima göre bazi olgulara isaret etmek istiyorum. Cogu insandan
duydugum sey flirt anindaki hayatin degisik, evli yasantida cok daha degisik
oldugu idi. Pekala insanlar gercekten yüz seksen derece degisebiliyorlar mi?
yoksa onlar ayni kaliyorlar da iliski mi degisiyor?
Kanimca flirt yaparken insanlar oyun oynuyorlar. Insanlar
oyun oynadiklarini bilmiyorlar ama bilincaltinda oyun oynadiklarini bildiklerinden
hic süphem yok, cünkü flirt ettikleri sahislarin karsisinda birden bire ses
tonu degisiyor ve iclerinde güzel bir tedirginsizlik doguyor. Konusmalar ping-pong topu gibi bir oraya
gidiyor, bir buraya. Oyunu kisitlayan herhangi bir kural yok. Oyunun tek kurali
oyunu hayatta tutmaktir. Oyun devam ettikce kendi kendini besliyor. Zamanin
nasil gectigi fark edilmiyor, her ayrilik o kisileri huzursuzlastiriyor, ta ki
tekrar bulusuncaya kadar.
Ronald D.
Laing Dügüm kitabinda iliskiler
üzerine söyle diyor: “Onlar oyun oynuyorlar. Oyun oynamadiklari oyunu
oynuyorlar. Onlara oyun oynarken oyun oynadiklarini gördügümü gösterirsem
kurallari bozar ve cezalandirilirim. Ben onlarin oyununu görmedigim
oyunu oynamaliyim.” („Sie spielen ein Spiel. Sie spielen damit, kein Spiel
zu spielen. Zeige ich Ihnen, dass ich sehe, dass Sie spielen sehe, breche ich
die Regeln, und Sie werden mich bestrafen. Ich muss Ihr Spiel, nicht zu sehen,
dass ich das Spiel sehe, spielen.“) Ne kadar Laing burada ücüncü
sahistan bahsetse de iliskide olan sahislar herhangi bir sekilde oyun oynadiklarini
acikca söyledikleri anda, oyun bozulur. Oyun halinde her cocukca hareket, her delice
davranis pek yadirganmaz, cünkü kurallari geregi yapilan her delice sey
görülmeyecektir. Flirt halinde insanlar gözlerini kapatir, kendilerini duygulara
verirler, burada duygular hakimdir.
Ilk oyun evlilikle bozulur. Evlenme karari aldiktan sonra artik oyun
oyun olmaktan cikar, akil duygunun yerini almaya baslar. Flirt halinde göze
batmayan davranislar evliligin verdigi rahatligi ile söylenmeye, söylendikce de
oyunun yerini ciddiyete birakir. Oyun oynandigini acikca söyledikten sonra oyun
oyun olmaktan cikar. Oyun oynamak belki de doganin bize verdigi bir yetiydi,
cünkü zamani gelince her insan icindeki programi kendisi bilmeden uyguluyor.
Karsidakinin dikkatini cekebilmek icin tüm marifetlerini sergiliyor.
Gerektiginde kendine maske takiyor, olmak istedigi fakat olmadigi gibi de
davranabiliyor. O durumda hersey serbesttir.
Flirt’ün verdigi rahatlik evlilikte bulunmuyor. Evlilikle beraber o
zamana kadar takinmis olunan maske de düsmüs oluyor. Evlilikte karsimizdaki
kisiyi bütün ciplakligiyla görme sansi doguyor. Imza ile gelen güvence ile herhangi
bir maskeye daha fazla gereksinim duyulmadigi görülüyor. Kadin kendini
makyajsiz, erkek ise tas devri zamani hayatina geri dönebiliyor. O zamana kadar
görülmeyen seyler artik daha net görülmeye basliyor, flirt halinde rahatsiz
etmeyen olgular rahatsiz etmeye basliyor ve bunlar da rahatlikla söyleniyor.
Söyledikce de flirt kurali bozuluyor, kavgalar basliyor.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen