Montag, 31. August 2015
Dax Prognose zum 01.09.2015
Avni Baba'nin yazisi üzerine
Avni Baba, moda, bir mali daha hizli satabilme amacli kurgulanmistir. Bu nedenle kisa ömürlü esyalar üretilir ki, satis yapanlar daha fazla satasin. Sözde yeni ürünleri daha cekici yapmak icin de “sexi” foto mankenler genelde kullanilir. Insanlarda güzellige duyulan meraki onlar ürüne yansitirlar. O ürünü alan da kendini ayni o sexi manken gibi hisseder veya kisa süreligine hissediyor olabilir. O halde moda sadece o mallara yüklenen hissi satiyor. O malin fiyati ise, o mala duyulan duygunun orani kadardir. Bu üretenlerin bir tuzagidir, cark ne kadar hizli dönerse, üreten de o kadar fazla kar yapacaktir.
O ürünü kullanan asla bilgi sahibi olamaz. Bir esyayi kullanmak da bilgi sahibi olundugu anlamina gelmez. O ürünü kullanan sadece onun icin tasarlanmis hamleleri gerceklestirir. Hangi tusa basacagi bellidir onun. Onun bilgisi hangi tusun nerde oldugunu hizli bulmasindadir, ama o üretken asla olamaz. O ne kadar kullanmayi bilgi sahibi zannetse bile, o sadece dönen carkin bir parcasidir. Bu ona tatdirilan kücük bir zevktir, diger pazara sürülecek mallari almasi icin. Kücük bir basari ile o sürekli yemlenir. Yeni cikan aletin ayarlarini yapabildigi zaman o kendini mutlu hisseder, iste bu kisa vaadeli mutluluga sahip olmak icin de hic gereksiz seye fazla para öder.
Samstag, 29. August 2015
Dax Prognose zum 31.08.2015
Zihin temizliği
Zihnimizi tutsak tutan iki şey vardır. Birincisi ordan burdan kaptığımız düşünceler, diğeri ise hislerimiz. Ordan burdan kaptığımız düşüncelerden kasıt, bizi diğer insanlardan ayıran, belli bir grubun veya şahsın faydası için geliştirilmiş düşüncelerdir. Mensubu olunan grubun düşüncesini yükselten, diğerlerini aşağılayan görüşlerdir. Düşmanca bir tutum ancak ve ancak insan kendini veya mensup olduğu grubunu diğer gruplardan soyutladığı zaman, kendi grubunu yüceltip diğerlerini aşağıladığı zaman olur, çünkü karşıt grubu aşağılamakla o gruba her yapacağı kötü hamleyi haklı kılmış zanneder. Aşağılık cisimleri böcek gibi ezmekte de bir mansur görmez. O halde ne kadar aşağılarsa, o kadar karşı taraf ile empati kuramaz, kuramadığı için de ona o kadar eziyet edebilir. Aşağılamak zaten şiddetin ilk başlangıcıdır.
İnsan hem aklına hem de zihnine bir anlam veremiyor ise, o karmaşa içinde yaşıyor demektir, nerde ve niçin yaşadığı konusunda hiç bir fikri olamaz. Kendi duygularından uzak birinin aynı duyguları başkası için beslemesi gerektiği beklenemez. Kendine hor davrandığı gibi, diğerlerine de hor davranacaktır.
Bu tür hor davranmalar dışardan aldığı, ona doğru diye empoze edilen bilgilerden kaynaklanır. O doğru sayılan bilgiler sorgusuz sualsiz ezberlendiğinde çok büyük felaketlere yol açacaktır. Nedeni ise çok basit: dünya olması gerektiği gibi davranmaz, o kendi halindedir, o kendi kafasına göre takılır. Öngörünün kısıtlı olması "öyle olmalıdır" diyerek telafi edilemez. Bu ne kadar kısa vaadede korkuyu yenmeyi başarsa bile uzun vaadede felaketlere yol açacaktır. "Bu böyle olacaktır" demek ile kendini yeni çözüm aramaktan mahrum bırakır. Aynı zamanda başkasının "kafasına göre takılmasına" da izin vermez.
Nasıl olur ki hiç birşeyi bilmediğimiz halde biliyormuş gibi yaparak kendi kendimizi anlayabiliriz? Nasıl olur ki iyi yaşamanın nasıl olduğunu bilmediğimiz halde kurallara uyulduğu zaman iyi yaşanacağını vaat edebiliriz? Mesela normal cinselliğin yasak sayıldığı bir ortamda bu arzuları hisseden biri nasıl kendini normal zannetsin? O kendini normal zannedemez, çünkü herkesin normal kabul ettiği kurala karşı geldiği için kendini değişik algılayacaktır ve dolayısı ile kendi kendini dizgine getirmek için ("normalleşmek" için) herşeyi yapacaktır. Kendi kendine düşman yetişen birinden nasıl olur ki başkasına merhamet göstermesi beklensin?
Dostoyevski' nin söylediği gibi: Herşey iyidir, herşey, insan bunu kavradığı zaman anında mutlu olur. Siz siz olun, zihnizi berrak tutun. Her teori birşeyi açıklamak içindir, ama bu teoriler tam değildir. Hepsinin geçerli olduğu alan sınırlıdır. Yasaklar da belli teorilere göre ortaya çıkar. Amaç iyi insan yaratmak, veya onun hayvansı duygularını dizginlemektir. Ama tüm yasaklar eninde veya sonunda geldiği yer zihin kirliliğidir. Akıllı kişiye kural gerekmez, o zaten nasıl davranacağını bilir, o başkasına kendisine nasıl davranılmasını istediği şekilde davranır. O kendi kendini dizginleyecektir. O olması gerektiği gibi değil, olduğu gibi davranmasını öğrenecektir.
Zihin temizliği ile esneklik arasında bağlantı vardır. Esneklik herşeye amin demek değildir. Herkesin arkasından gitmek hiç değildir. Esneklik herkese kendi olma şansı tanımaktır. Karşı taraftan gelen bir fikir o tarafın bilgi seviyesinin aynasıdır. Anlamak için karşı tarafı yargılamadan onu dinlemek gerekir. Sonra da "ne kadar sizi anlasam da, sizinle aynı fikirde değilim ama yine de fikrinize saygı gösteriyorum" duruşudur.
Donnerstag, 27. August 2015
Dax Prognose zum 28.08.2015
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Mittwoch, 26. August 2015
Dax Prognose zum 27.08.2015
Dienstag, 25. August 2015
Dax Prognose zum 26.08.2015
Montag, 24. August 2015
Dax Prognose zum 25.08.2015
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Sonntag, 23. August 2015
Zusatzprognose zum 24.08.2015
Dax Prognose zum 24.08.2015
Freitag, 21. August 2015
Zusatzprognose zum 21.08.2015
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Donnerstag, 20. August 2015
Dax Prognose zum 21.08.2015
Dow Jones ist gefährlich unter der Mobs-Linie gefallen. Wir hoffen mal, daß er sich aufrappelt.
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Mittwoch, 19. August 2015
Dax Prognose zum 20.08.015
Dienstag, 18. August 2015
Dax Prognose zum 19.08.2015
Montag, 17. August 2015
Dax Prognose zum 18.08.2015
Wie sehen nun die 1H Wellen aus?
Die dritte Welle der 30M ist gerade dabei, fertig zu werden. Danach sollte ein Sturz erfolgen, wobei diese durch einen Doppelboden aufgefangen werden sollte. Die Doppelmöbse sollten in 1H Einstellung entlang der EMA50 Linie runter fallen.
Freitag, 14. August 2015
Dax Prognose zum 17.08.2015
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Donnerstag, 13. August 2015
Dax Prognose zum 14.08.2015
Mittwoch, 12. August 2015
Dax Prognose zum 13.08.2015
Ich habe öfters geschrieben, daß meine Methode die der Fährtensuchers ist. So wie der Fährtensucher aus den Spuren etwas "lesen" will, so versuche ich auch nur aus den reinen Kursen etwas herauszulesen. Ich finde, daßman dazu keine weiteren Hilfsmittel mehr braucht als die Kurse selber.
Kommen wir wieder zum Dax. Was ist bisher passiert? Nach einem Gap von ca. 150 Punkten ist er geradewegs nach unten gewandert, bis er kurz unter von uns anvisierten Marke von 11000 Punkten abtauchte, um sich für den Rest des Tages auszuruhen. Im 30M hat er Doppelmöbse gebildet, was auf eine weitere Abwärtswelle hindeutet. Darüberhinaus ist er dabei, die 3. Welle der 4H Welle zu machen, also hat er keinen Grund, wieder nach Norden zu gehen. Er wird die fehlenden 3 Möbse der 4H Welle ganz brav machen, um sich vom Abwärtstrend loszumachen. Es kann natürlich sein, daß er beim 4. Mobs quer stellt und so tut, als ob er steigt, keine Sorge, er wird wieder an die gleiche Stelle zurückkommen. Wenn alles so läuft, wie es läuft, dann hat der Dax bis auf 10450 Punkten Luft nach unten:
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Dienstag, 11. August 2015
Hız ile algı arasındaki bağ
Dax Prognose zum 12.08.2015
Montag, 10. August 2015
Dax Prognose zum 11.08.2015
Wenn die Welle 2 der 4H Welle beendet wird, dann endet auch die Tageswelle 2. Dazu gucken wir uns das Bild an:
Wie wird der Dax das verkraften? Im Moment kann ich das so nicht sagen, auch die Wellen geben kein genaures Signal dafür. Wir können jedoch beim Dow abspicken:
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Sonntag, 9. August 2015
Demokrasi, şeffaflık, doğruluk ve düzen üzerine
Demokrasinin tanımını veya çeşitlerini bu konu ile ilgili kitaplarda okumak mümkün. Amacım da zaten demokrasi hakkında ders vermek değil, sadece bir benzetme yapmak. Bu benzetmeye Wolfsburg kentinde Volkswagen firmasının şeffaf fabrikası ile başlamak istiyorum. O şeffaf fabrikayı kuranların amacı araba üretimini gizli alanlardan görünür alana çekerek üretimin gizemini ortadan kaldırarak hesap verir duruma gelmekti. Onlar yaptıkları şeylerin kontrol edilmesinden şikayetçi değildiler. Şeffaf olmakla bir taş ile iki kuşu vurabileceklerini anladılar. Kendilerini kontrole tabii tutmaları ile halkı yaptıkları iş ile meşgul olmaya davet edip, hem katılımın artmasını sağlayacaklardı, hem de ilginin artması ile daha fazla satış yapmayı umuyorlardı. Gerçekten de fabrikayı herkese açık tutmaları satış rakamlarını yükseltti. Umdukları gibi katılımcılar daha da sahiplenici idiler.
Bu örneğin aynısını devlet için de uygulamış olsaydık aynı sonuçları alabilir miydik? Alabileceğimizin kanısındayım. Ancak şeffaf bir devlet halkının ilgisini daha fazla çekebilir, birey kendisinin yönetildiğinin değil de yönetime kendi katkısının da olduğunu fark ederek kendisini adam yerine konmuş olduğu hisseder ve yıkıcı olmak yerine daha yapıcı olur. Her ne kadar devlet kendini gizem içine sokacak olursa, o kadar halkı ile kendi arasındaki mesafeyi uzatacak ve onu araç olarak kullanmaya çalışacaktır. Kendini sadece bir araç olarak algılayan birey zamanı geldiğinde isyan edecektir. İsyan etmeyi baştan önlemek için şeffaf olup katılımı desteklemek gerekir. İnsan ancak kendi yaptığı şeye sorumluluk alır. Kendi katkısı ile inşaa edilen bir şeye karşı isyan edilemez.
Şeffaflık ortamı ancak doğruluk arayışının hakim olduğu toplulukta kurulabilir. Bu doğruluk anlayışı herhangi bir ideolojide saklı olan doğruluk kavramına erişmek için değil, doğruyu sınama ve yanılma ile keşfederek "bulmak" içindir. Yukardan indirilen doğrunun ebedi çekim gücü olamaz, çünkü o doğru fayda üzerine kuruludur. Yukardan, şeffaf olmayan doğruluk kavramı bir kişinin veya bir grubun işine yaradığı için doğrudur, sorgulandığı anda "doğru" onu doğru yola getirmek için elinden gelen herşeyi yapacaktır. Yukardan inen doğru doğru olarak görülmediği anda cezalandırılacaktır. Ceza ile o doğru arasında büyük bir bağ vardır.
Demokrasi şeffaflığı artırma deneyimidir. Yapılacak şeyin herhangi bir grubun işine yaradığı için değil, o şeyin o anda yapılması gereken en doğru şey olduğunu için, yapılması gerektiği için yapılır. Bu durumda şeffaf ortamda organizasyon şekli de değişiktir. Organizasyon şekli fertler arasında müzakere ile gerçekleşir, yani katılımcıların ortak görüşü alındıktan sonra oluşur ve bu oluşum sürekli oluşum ve değişim içersindedir. Ortak karar alma mekanizmasının değirmen taşı biraz daha yavaş işler. Bu yüzden bazı kesimler tarafından bu yöntemin işlemediği, çok yavaş yol katettiği gibi yakınmalara sebep olabilir. Tepeden indirgenmiş emirlere göre biraz daha yavaş işlediği doğrudur, ama tüm katılımcıların onayı alındığı için daha sağlam temele dayandığı da aşinadır.
Okumak ile ezberlemek
Bazı kişiler kitap okuduklarında okuduklarını çabuk unuttuğunu söyler. Saatlerce okuduğu şeyden tek bir parça bile akılda kalmamıştır. Bu durum bazı insanlarda Alzheimer olduğuna dair panik atağı yaratabilir. Oysa yakınacak pek bir şey yoktur.
Ayırt edilmesi gereken en az iki tür kitap tarzı vardır. Birincisi okuru hikayenin içine sokan, aynı filmlerdeki gibi onu baş oyuncu ile empati kurduran türdendir. Bu tür kitap akıldan çok hislere hitap edenidir. Eğer okur pürüzsüz şekilde kendini baş oyuncunun yerine koyabiliyorsa, onunla aynı hisleri paylaşabiliyor ise, bu iyi bir kitaptır. Okur oturduğu yerden başka bir yere gitmeden bir macera yaşamış olur. Bu tür kitapları okurken tabii ki bahsi geçen karakterleri unutmamak ve onları birbirinden ayırt edebilmek gerekir. Bundan hariç okur kendini hikayenin akışına bırakabilir ve çok hoş zaman geçirebilir.
İkinci tür kitap ise hislere değil, akla hitap eden türdendir. O kitap da sürükleyici yazmak ister ama asıl amaç tüm konuların belli bir tez çevresinde kurgulanmış olması. Yazar bu tezi eğrisi ve doğrusu ile çok yönlü taraftan anlatmaya çalışır, elinde varsa o alanda bulduğu veya kendi yaptığı çalışmaları anlatır ki okuru ikna edebilsin. Her anlatmak isteği şey ikna amaçlıdır. Yazar kendini okurun yerine koyarak anlatmak istediği tezi en güzel ve anlaşılır şekilde nasıl anlatmak istediği konuda bir taslak yapar, eğer kendisi iyi bir yazar ise, kitabın sonunda okuru ikna etmiş olur.
Okur, yazar ile empati kurması gerekir. Anlatmak istediği konu için öngörülen örnekler veya konular yerinde miydi? Konuyu toparlayabildi mi? Yoksa anlatırken konu içersinde kaybolup gitti mi? Yoksa unuttuğu veya atladığı herhangi bir konu varmıydı? Konu başka konular ile bağlantı kurmakta yardımcı olabildi mi? Yazarken emir vaki bir havası mı vardı? Okunan kitap bu tür sorulara vesile olabiliyor ise, o akla hitap eden bir kitaptır ve türü içinde iyi bir kitaptır.
Kitaplar ezberlemek için okunmaz, birinci türde olduğu gibi okuru ya başka yere götürür, ya da ikinci türde olduğu gibi akla alternatif yollar sunar.
Freitag, 7. August 2015
Düşünce, beyin ve hayat
Düşünce insan için çok gereksiz ve masraflı bir etkenlik, çünkü beyin vücut enerjisinin aşağı yukarı %20'ini harcıyor. Bu denli masraflı bir etkinliği sürdürmekte insan neden bu kadar ısrarlı? Beynin bu denli pahalı bir aktiviteyi sürdürmesindeki gaye uzun yaşamak olabilir. Çünkü beyindeki nöronlar "use it or lose it" yasasına uyuyorlar, yani ya kullanacaksın, ya da öleceksin. Beyindeki nöronlar kullanıldığı sürece yaşamlarını sürdürebiliyorlar, kullanılmayanlar ise ölüyorlar. O halde şöyle bir tez ortaya aksak yanlış mi olur? Düşünce insan hayatını uzatmak için gelişti. Tabii ki bu tezi kanıtlamak oldukça zor olacak. Eski zamanlarda ortalama hayat bulunabilir. Düşünce dil ile yakından bağlantılı olduğu için dilin gelişmesi ile ortalama yaşam arasında bağ kurulabilir. Başka açıdan bakıldığında aynı dönemde normal insanın hayatı ile o zamanki düşünürlerin ortalama hayatı karşılaştırılabilir. Veya başka metodlar da denenebilir. O halde düşünce hayat uzatmak için sonradan edinilmiş lüks bir özelliktir. Bu tez kanıtlanır ve çürütülür ise beyin ile düşünce arasındaki ilişkiye ışık tutulmuş olunur.
Dax Prognose zum 10.08.2015
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Donnerstag, 6. August 2015
Dax Prognose zum 07.08.2015
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Mittwoch, 5. August 2015
Dax Prognose zum 06.08.2015
Am Bild der Tagesprognose hat sich bisher nichts geändert. Wir sind dabei, den letzten Tageesmobs zu machen. Wenn das fertig ist, sollte der Dax wieder zum Startpunkt, also ca. 11000 Punkte zurückehren.
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Dienstag, 4. August 2015
Dax Prognose zum 05.08.2015
Falls es so kommen sollte wie auf dem Bild gezeichnet, dann kann es einige 100 Punkte abwärts gehen. Auch 4H-Chart verheißt nichts Gutes:
Unser Ziel von 11700-11800 Punkte kann man dann vergessen. Einzig positive Zeichen bekommen wir von 30M:
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten.
Montag, 3. August 2015
Dax Prognose zum 04.08.2015
Das 5M-Bild sehe ich etwa so. Je kleiner aber die Zeiteinheiten sind, desto mehr Fehlerquellen schleichen sich ein:
Gelişmek veya gelişmemek, bütün mesele bu
Bu mesele anlaşıldıktan sonra çoğu sorunlar çözülebilir. İnsan bir kere bu soruyu kendine sorduğu zaman, bu sorunun farkına vardığı zaman herşeyi değiştirme imkanının kendi elinde olduğunu anlar. Gelişmek istiyorum mu? Yoksa statükoyu sürdürmek mi istiyorum? Aslına bakılırsa bütün sorun buradan kaynaklanıyor. Bunun bir kere farkına varıldığında, bu tutumun tüm hayata yansıdığı görülür.
Gelişme yanlısı ilk önce kullandığı dile dikkat etmelidir. Dil ile düşünce birbirine çok bağlı olduğu için, her konuşulan sözcük davranışa da yansır. Mesela tüm felaketlerin başına başkası tarafından getirildiği kanısına sahip olan biri suçu yüklemek için günah keçisi arayacaktır. Günah keçisinin kurban edilmesi ile tüm sorunun giderileceği kanısı onda hakimdir. O aslında kendisinin veya mevcut olduğu grubun kusursuz olduğunu savunur, lekenin dışardan ona bulaştığı kanısındadır. Bu tür açıklamalar sorunu "çözmek" için günah keçisi üretecektir ve leke almamak için kendini dışa doğru koruyacaktır. Ne kadar dağılmaktan korkarsa o kadar birbirine kenetlenecek, değişime karşı koyacaktır.
Gelişime dayalı görüş şekli hiç bir şekilde suçlu veya hata aramaz. Hata denilen, edinilmiş olgular aslında hayat içinde kendisine sunulan olanaklardır. Kullandığı yöntem ile hedefe ulaşamamış ise bunun kusur ile alakalı olmadığını, sadece onun o zamanki bilgisinin kısıtlı olduğunun işareti olduğunu bilir. O halde yapacağı şey bir günah keçisi bularak günü geçiştirmek değil, kısıtlı bilgisini artırıp aynı hatayı tekrarlamamak olacaktır.
Ancak ve ancak kendi kendisi ile dürüst ve barışık olan biri değişime hazır biridir. Değişim doğa kanunudur. Her zaman ve mekan kendine özgü sorun doğurmaktadır. Bu sorunlara getirilen yöntem de zaman ve mekan ile sınırlıdır. Ne kadar başkasını örnek alsak da yine de kendimiz kendimize uygun yöntem geliştirmek zorundayız. Her yöntem doğası gereği ile bize uymayabilir, işte uyumlu yöntemi bulmak için çabalamak zorundayız, araştırmak zorundayız. Araştırdıkca kendimiz gelişeceğiz, geliştikçe de daha kolay yöntem değiştireceğiz. Gelişmek değişik şartlarda yeni yöntem geliştirmek ile alakalıdır. Ne kadar hızlı olursa bu değişim, her şartda o kadar uyumlu davranış gösterebiliriz. Değişim, başımıza gelen şeylerin felaket olduğu görüşü ile değil, şans olarak algılandığı zaman başlar.