Dienstag, 11. August 2015

Hız ile algı arasındaki bağ

Hızın düşünceyi körettiği kanısındayım. Hızlı seyehat, tv'de hızlı resim değişmesi, işin hızlandırılması gibi örneklerde de görüldüğü gibi, bunlar insanın algısını körettiği ve hızlı yaşayanı hızlandırıcıya teslim ettiği kanısını tastik eder . O hayatının dümenini başkasına vermiştir, kendi hayatını sürdürmek yerine ona biçilmiş hayatı sürdürür. O herkesin bir işine yarar ama kendi kendisi ile başbaşa kaldığı zaman ne işe yaradığını bilmez. Haftasonu sendromu böyle başı boş zamanlarda ortaya çıkıyor işte. 

Hızın algı için zehir olduğuna kesin gözle bakmak gerekir, çünkü gözlemlenen şeyi var olan beynimizdeki şemalarla ilintilemek ve yeni bağlantı kurmak bir hayli zaman alır. Görüntüleri hızlandırmakla bu algıyı dağıtmak mümkündür. Yeni bağlar kurmak yerine, beyin kendini yeni resimlerle avutur. O resimleri büyük çerçeveye oturtmak mümkün olmaz. Birbirine bağlantısız şeylerin sıralanması sadece dikkati dağıtmakla kalmaz, kişide herşeyi anladığı izlenimi de vermesine verir ama, o kendini çok basit parolaların cazibesine kaptırmış olur. Parolalar hafif hazmedilir resimlerdir. Ve rahatlığa alışmış kişiler için o basit tanım daha rahat kabul görür.

Gerçekten bu basit parolaların gücü nerden geliyor? Bence onların anlaşılır olması herkesin o şeyler üzerine konuşmasını da sağlıyor. Hiç birşeyi kaçırmamak, diğer insanlarla ortak bir konu bulmak için bile olsa "haberler" izlenir, futbol maçları seyredilir. Bu ortak "değerlerden" mahrum kalmakla insan kendini toplumdan soyutlanmış ve kendinde büyük eksiklik hisseder. İlgilenmemiş olsa bile çoğunluk yapıyor diye ayak uydurmak zorunda hissedenler var. En son çıkan cep telefonuna sahip olmak, modayı yakından takip etmek gibi "dalga" ile yüzülür, sadece ve sadece yanlız kalmamak için. 

Hızın ismi hız olarak geçmiş olsaydı cazibesi kalmayacaktı,  ama gelişmişlik altında pazarlandığı için gelişmenin ardında kalmak istenmiyor. "In" olmak için yeni gelişmeye ayak uydurmak gerekiyor. Gelişmeyi takip etmek için de daha fazla para kazanmak, daha fazla çalışmak gerekiyor. İnsanlar kendi istekleri ile istemedikleri şeyleri elde etmek için daha fazla çalışıyor, işte kullandıkları bilgisayar sayesinde işi kolaylaştırmak yerine kısa zamanda daha fazla iş yapmak zorunda kalıyor, kısacası kölelikten kurtulmak için binlerce yıl savaş verenler şimdi kendi iradeleri ile köleliği kabul ediyorlar.

1 Kommentar:

  1. Selam Turan,
    Başlayan bu köleliğin durdurulmasının imkansız olduğunu düşünüyor,
    emeğine gönülden teşekkür ediyorum. Sevgiler...

    AntwortenLöschen