Samstag, 31. Dezember 2016
Dax Prognose KW01
Mittwoch, 28. Dezember 2016
Dax Prognose zum 29.12.2016
Dienstag, 27. Dezember 2016
Dax Prognose zum 28.12.2016
Samstag, 24. Dezember 2016
Dax Prognose KW52
Donnerstag, 22. Dezember 2016
Dax Prognose zum 23.12.2016
Mittwoch, 21. Dezember 2016
Dax Prognose zum 22.12.2016
Dienstag, 20. Dezember 2016
Dax Prognose zum 21.12.2016
Montag, 19. Dezember 2016
Dax Prognose zum 20.12.2016
Samstag, 17. Dezember 2016
Neden biz başarısız?
Başarısız olmanın en önemli nedeni bilgiyi dışarda aramamızdan kaynaklanıyor. Zannediyoruz ki, kendi dışımızda elde edilmesi gereken bilgi yığını var ve bunu başka birilerinin bize sunmasını bekliyoruz. Size samimiyetle söylüyorum ki, yok böyle birşey. Bizim bilgi diye zannettiğimiz şeyin aslına bakıldığında engellilerin bastonu olduğunu fark edeceğiz. Biz engelliyiz, çünkü dünyaya ilk geldiğimiz anda hayatta kalabilecek durumda değildik. Hayatta kalabilmek için sosyalleşmek zorundayız. Sosyalleştirmenin getirdiği insanlar arası anlaşmalar vardır. Bu anlaşmaların kabul görmesi ve içselleştirilmesi insanlar arası ilişkiyi hem kolaylaştıracaktır hem de çoğu engeli ortadan kaldıracaktır.
Bize öğretilen ve dolayısı ile algıladığımız bilgi türü ezbere olandır. Bu tavır tüm enerjimizi ideal olan birşeyin peşinde koşmakla kayıp ettiriyor. Bu tür bilgiler bizden kendimiz olmayı değil de, başka birşeye benzememizi bekliyor. Mesela sözde ideal olan bir insan var ve bizim de onun gibi olmamız bilgi edinmek olarak algılanıyor. Bu tavır, yanlış bir tavırdır. Bu tür anlayış bize sadece eskiyi tekrarlattırmaya yarar. Biz ideale benzemediğimiz durumda kendimizde bir eksiklik hissederiz. Sonuçta ideale hiç ulaşamayacağımız için eksik kaldığımızı düşünerek kendimizi suçlu hissedeceğiz.
Artık kendimizi suçlu hissetmekten kurtulma zamanı geldi. İnsan doğal olduğu için neden suçlu olsun ki? O halde ilk görevimiz sosyalleşmenin getirdiği zorunlulukları en kısa zamanda öğrenmek olmalıdır. Başkası ile anlaşabilmek için onlarla aynı dünyayı paylaşmak gerekiyor. Dünya paylaşmanın bir yolu da kitap okumaktan geçer. Kitap insanlar arası köprü kurar. En derin mevzular orada geçer. Başkasının dünyasına açılan kapıdır o. O insanı bir alandan alır diğer yere götürür.
Sadece kitap okumak yeterli değildir. O bize diğer insanların yaptığı deneyimi göz önüne serer. Hiç bir defa kitap okuyarak aynı deneyime sahip olamayız. Cesaret bulup biz de kendi deneyimimizi yapmalıyız. Ancak ve ancak kendi yaptığımız şeylerden ders çıkartarak içimizdeki beni bulabiliriz. Bulduğumuz takdirde, kendi deneyimlerimizi yaptığımız takdirde başarının kuyruğundan tutmuş olacağız. Bu tür başarı para ile ölçülemez. Bu tür başarı insanın kendi tutumuna yansır. O hazır olan bir dünyaya gelmediği, inşaa edilmesi gereken bir dünya bulunduğunu bilir ve tüm tavırlarını da bu doğrultuda alır.
Değişim isteği paradoksu
Freitag, 16. Dezember 2016
Zamanda hızlanma
Modernite adeta hızlanma hikayesini yazmış zaman birimidir. Modernitenin nasıl betimlendiğini başka literatürlerde okumak mümkün. Ben ise burada onun tek bir yönünü, yani hız ile olan alakasını irdelemek istiyorum.
Hız gerçek anlamı ile insan görüşünü belirlemeye on dokuzuncu yüzyılda başladı. Tabii ki kökeni daha eskilere dayanmasına dayanıyor, ama dinamik sistemin insan hayatını etkilemesi Darwin ile doğdu denilebilir. Darwin sadece insanın kökünün nerden geldiğini göstermedi, aynı zamanda hızı da zamana katmayı başardı. Zamanda çoğu şeylerin değiştiğini örnekleyerek ayakta kalanların zamana (hıza) ayak uydurabilenler olduğunu da göstermiş oldu. O aslında hızı bilinçli olarak doğanın kaçınılmaz yasası olduğunu gösterenlerin ilkidir.
Fiziksel alanda Gelileo, Newton gibi düşünürler gezegenlerin yörüngesini hesaplamada hızdan yararlanmışlardı. Darwin ile aynı dinamiksel gelişmenin türler içersinde de olduğu kanıtlanmış oldu. O zamana kadar geçerli olan değişmez kainat görüşü ilk olarak gök yüzünden yere inerek darbe aldı, daha sonrası bu fikirleri ortaya atanların da değişim gösterdiğini göstererek ikinci bir darbeyi bir kez daha almış oldu. Çünkü değişmeyen hiçbir sabit şey yoktu. Herşey kendi dinamiği içersinde hareket etmekteydi.
Değişim insanları neden bu kadar rahatsız ediyordu? Değişimin getirdiği dinamik yaşam şekli hiç birşeyin ebedi olmadığı görüşünü ortaya atmakla kalmadı, bunların kurgulanmış olabileceğini de gösterdi. Bu da yetmiyormuş gibi hala kurgulanması gerektiğini de gösterdi, çünkü her değişim yeniden bir adaptasyon gerektiriyor, yeniden bir organizasyon gerektiriyordu. Tepeden inme kuralların artık geçersiz olduğunu, kuralların şartlara göre uyarlanması gerektiği anlaşılıyordu. Bu değişimin hız kazanması adeta bazı insanların kafasını karıştırıyor ve buna karşı önlem alınması gerektiğini savunuyorlardı. Bu savunmayı en iyi şekilde din ile yapılırdı.
Din adı altında hızdan başı dönenler saati geri çevirmek istediler. Herşeyin kurgulanmış değil, bize inmiş olduğunu, yani insan eli değmeden ortaya çıktığını savundular. Dinamizm demokraside kök saldı, tepeden inme yasalar ise eski düzen imperatorluklarda. Tek kişinin söz sahibi olması ile tepeden aşağı doğru inme organizasyon şekli dinamiğin üstesinden geleceği umut edildi. Tepeden inme yetki ile tekrar huzura kavuşulacağı zannedildi. Yanlız unutulan birşey vardı, o da çoğu insanın kendi kendini organize ederek yeni bir yaşam şekli kurgulaması yerine tepeden inme kurallara göre yaşamın da tepedekinin kurgusuna göre yaşamak olduğu idi. Biri uyulması gereken kuralları öne sürerken, diğeri kuralı kendi içinde arıyor.
Dax Prognose KW51
Donnerstag, 15. Dezember 2016
Dax Prognose zum 16.12.2016
Mittwoch, 14. Dezember 2016
Dax Prognose zum 15.12.2016
Dienstag, 13. Dezember 2016
Dax Prognose zum 14.12.2016
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten
Montag, 12. Dezember 2016
Dax Prognose zum 13.12.2016
Samstag, 10. Dezember 2016
Tassenformation
Freitag, 9. Dezember 2016
Dax Prognose KW50
Donnerstag, 8. Dezember 2016
Dax Prognose zum 09.12.2016
Mittwoch, 7. Dezember 2016
Dax Prognose zum 08.12.2016
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten
Dienstag, 6. Dezember 2016
Dax Prognose zum 07.12.2016
Montag, 5. Dezember 2016
Was ist TT-Formation
Diese Methode erlaubt keine Zielangaben wie im herkömmlichen Sinne. Da sie aber sehr nahe an den Wellen arbeitet, kann sie Warnungen Aufgrund der Wellen- und Formationsanalyse aussprechen, noch bevor sie eingetroffen sind. Sie ist nicht, wie viele andere Methoden auch, postwendend, sondern vorwegnehmend. Daher hat diese Methode gegenüber herkömmlichen Analysemethoden erhebliche Vorteile. Diesen Vorteil möchte ich mit Euch teilen.
Natürlich funktionieren auch andere Methoden gut, ich habe jedoch festgestellt, Aufgrund der Zuverlässigkeit, daß diese Methode für meine Verhältnisse ganz gut paßt. Natürlich wird sie ständig Prüfungen ausgesetzt und immer wieder verbessert, aber das Gerüst ist bisher unangetastet geblieben.
Ich bitte Sie, falls Sie meine Prognosen ernst nehmen, Ihre Methode beizubehalten und das hier nur als "Beilage" zu benutzen, denn die besten Methoden taugen nichts, wenn man über das Zustandekommen der Ergebnisse keine Ahnung hat. Blind kann keine Methode übernommen werden..
Dax Prognose zum 06.12.2016
Ich wünsche Ihnen gutes Händchen und die Möbse mögen Sie begleiten
Sonntag, 4. Dezember 2016
Neden özgürlük?
Herkes özgürlüğün iyi olduğunu söyler ama neden iyi olduğunu söylemez. Özgürlüğün bağımsızlık olduğunu, insan gününü gün yapmak istediği için var olduğu sayılır. Bu tavır ister istemez sorumsuzluğu da beraberinde getirdiği için, ya bilerek ya da bilmeyerek insanı huzursuz ediyor. Özgürlüğü istediği halde içinde bir burukluk oluşuyor. Ama neden? Özgürlük gerçekten bu anlamda sorumsuzluk mu?
Özgürlük başka birşey olmalı. Aslına bakılırsa özgürlük içimizdeki potansiyel ile iç içedir. Özgür olma isteği bu potansiyeli keşfetme isteğinden kaynaklanır. Özgürlük ile bu potansiyeli geliştirme şansını başka birine vermek yerine kendi eline alıp asıl sorumluluk sahibi olmaktır. Özgürlük günü bir etme dürtüsü değildir, günü bir etmek ile yine potansiyel keşfedilemez, çünkü günü gün etmekle oluşumu şansa bırakmış olunur. Böyle bir hayat sorumsuzluktur, kendi hayatına olan sorumsuzluk.
Neden özgürlük? Sorumluluğu almakla neyi keşfedeceğiz? Sorumluluk almakla sadece kendi hayatımızı keşfetmekle kalmayız, onu şekillendirebildiğimizi anladıktan sonra kendi gücümüze güven duymasını da öğreniriz. İnsan kendini ya rüzgara karşı asılmış bir yelken gibi hisseder, yani rüzgarın yörüngesine doğru yönelen biri, ya da dümeni eline almış bir kaptan gibi hisseder. Hayatımızın yörüngesi bu seçim ile belirlenir. Seçmek bizde.