Samstag, 17. Dezember 2016

Neden biz başarısız?

Başarısız olmanın en önemli nedeni bilgiyi dışarda aramamızdan kaynaklanıyor. Zannediyoruz ki, kendi dışımızda elde edilmesi gereken bilgi yığını var ve bunu başka birilerinin bize sunmasını bekliyoruz. Size samimiyetle söylüyorum ki, yok böyle birşey. Bizim bilgi diye zannettiğimiz şeyin aslına bakıldığında engellilerin bastonu olduğunu fark edeceğiz. Biz engelliyiz, çünkü dünyaya ilk geldiğimiz anda hayatta kalabilecek durumda değildik. Hayatta kalabilmek için sosyalleşmek zorundayız. Sosyalleştirmenin getirdiği insanlar arası anlaşmalar vardır. Bu anlaşmaların kabul görmesi ve içselleştirilmesi insanlar arası ilişkiyi hem kolaylaştıracaktır hem de çoğu engeli ortadan kaldıracaktır.

Bize öğretilen ve dolayısı ile algıladığımız bilgi türü ezbere olandır. Bu tavır tüm enerjimizi ideal olan birşeyin peşinde koşmakla kayıp ettiriyor. Bu tür bilgiler bizden kendimiz olmayı değil de, başka birşeye benzememizi bekliyor. Mesela sözde ideal olan bir insan var ve bizim de onun gibi olmamız bilgi edinmek olarak algılanıyor. Bu tavır, yanlış bir tavırdır. Bu tür anlayış bize sadece eskiyi tekrarlattırmaya yarar. Biz ideale benzemediğimiz durumda kendimizde bir eksiklik hissederiz. Sonuçta ideale hiç ulaşamayacağımız için eksik kaldığımızı düşünerek kendimizi suçlu hissedeceğiz.

Artık kendimizi suçlu hissetmekten kurtulma zamanı geldi. İnsan doğal olduğu için neden suçlu olsun ki? O halde ilk görevimiz sosyalleşmenin getirdiği zorunlulukları en kısa zamanda öğrenmek olmalıdır. Başkası ile anlaşabilmek için onlarla aynı dünyayı paylaşmak gerekiyor. Dünya paylaşmanın bir yolu da kitap okumaktan geçer. Kitap insanlar arası köprü kurar. En derin mevzular orada geçer. Başkasının dünyasına açılan kapıdır o. O insanı bir alandan alır diğer yere götürür.

Sadece kitap okumak yeterli değildir. O bize diğer insanların yaptığı deneyimi göz önüne serer. Hiç bir defa kitap okuyarak aynı deneyime sahip olamayız. Cesaret bulup biz de kendi deneyimimizi yapmalıyız. Ancak ve ancak kendi yaptığımız şeylerden ders çıkartarak içimizdeki beni bulabiliriz. Bulduğumuz takdirde, kendi deneyimlerimizi yaptığımız takdirde başarının kuyruğundan tutmuş olacağız. Bu tür başarı para ile ölçülemez. Bu tür başarı insanın kendi tutumuna yansır. O hazır olan bir dünyaya gelmediği, inşaa edilmesi gereken bir dünya bulunduğunu bilir ve tüm tavırlarını da bu doğrultuda alır. 

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen