Montag, 12. Mai 2014

Risk alma cesareti

Risk alma cesareti

Kaybetmekte hayatın bir parçasıdır. Risk almak kaybetmeyi de göze almaktır. Kaybetmek bir hedef değildir, ama aktif çevresi ile ilgilenen için kaybetmekte hayatın bir parçasıdır. Kaybetmeyi pozitif deneyime çevirmek için insan kendini kandırmaktan kaçınmalıdır. Ne kadar gölgesini saklayıcı ve gönlünü rahat tutacak teoriler uydurursa gelişmesini de o kadar önlemiş olur. Pozitif değerler kadar negatif değerlerin de yeri önemlidir gelişmek için. Kendini sürekli iyi göstermeye çalışan, kendi kendisi ile yüzleşmekten korkan, kendi kendine yalan söyleyendir. Bu durumda gelişme fırsatını eli ile dışa itiyor demektir.

Öğrenmek için risk almak gerekir. Her yeni problemi eski yöntemlerle çözmek imkansızdır. Yeni yöntem geliştirmek için aktif olmak, problem üzerine çözüm önerisi yapmak ve bunu hayata geçirmek gerekiyor. Önerilen çözümün denenmesi sayesinde o konu hakkında ancak bilgi sahibi olabiliriz. Denemekle önerilen çözümün eksik yerlerini keşfetmek mümkün olur. Her deneme masraflıdır, sarf edilen zamanın yanında deneyi gerçekleştirmek için yeterli kaynağa sahip olmak gerekir. Deneyin umulduğu sonuca ulaşmaması durumunda maddi zarara uğramış olunur. Bu nedenle maddiyat sıkıntısı çekenlerden risk alma isteği beklenmemelidir. Onlar tek atışta hedeflerini varmalıdırlar, aksi takdirde iflas etmiş olurlar.

Bilgi edinmek pahalıdır. Her alınan risk para ile ölçülebilir. Sabrın yanında risk alan şahıs azimli de olması gerekiyor, yaptığı işten yılmayıp, çevresinden alabileceği tepkilere rağmen yolunda ilerlemesini bilmelidir. Hedefe ulaşıp ulaşamıyacağını bilip bilmediği için bazı kurumların bu riski üstlenmesi gerekiyor. Bilgi edinme riski bir kültürün üstleneceği ortak risk teşkil etmelidir. Bu nedenle tekil bilgi edilmesi çok güçtür. Temin edilen bilginin getirisi aldığı riskten cok daha fazla olduğu için her toplum bu riske ortak olmakta faydası vardır.

Başka bir unsur ise bu kültürün küçüklükten beri eğitilmesidir. Anne babanın sunduğu örnekler de çocuğun gelecekte ne kadar cesaretli olup olmadığını, kendi gücüne ne kadar güveneceğini belirler. Çocuğu için "saçını süpürge eden" anneler aslında kendilerini tatmin etmekten, kendi caresizliklerini unutmakturmaktan başka bişey yapmıyorlar. Çocukları onlara sadece bir meşgale, aksi takdirde kendilerini bir üst yaramayan olarak algılayacaklar ki bu da psikik sorunlar yaratabilir. Çocukların herşeyini yapmakla kendilerini nörozdan korumuş oluyorlar. Çocuklara ise yaptıkları şeylerin bit faydası yok, hatta çocukları bağımlı getirdikleri için en büyük haksızlığı yapmış oluyorlar. Risk almak bir kenera çocuklar büyüdüklerinde anne rolünü üstlenecek eş arayacaklar. Ve böylelikle aynı gelenekler sürüp gidecek. Insanlar en iyi cep telefonunu kullanacak ama tek başına başının çaresine bakmayı bilmeyecek, kendisi her zaman başkalarından bağımlı olacaktır.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen