Samstag, 14. März 2015

Ağızdan çıkan her kelime bizi bağlar

İnsan ne söylediğine dikkat etmelidir, çünkü söylediği herşey onu bağlar. Eğer bağlamadığını zannediyor ise yanılıyor, çünkü o durumda ya ne söylediğini bilmiyor olacak, ya da kendinden emin olmayacaktır. İki durum da vahimdir.

Ne söylediğini bilmeyen konuşmayı sadece iki konuşma arasında doğan boşluğu doldurmak için kullanır. Boşluğa tahammül edemeyen, kendisi ile başbaşa kaldığı zaman ne yapacağını bilmeyen, bilmemezliğini örtmek için ne olursa olsun konuşacaktır. Yeter ki kendi bilincini dağıtacak birşey olsun, kendini unutturacak birşey olsun. Konuştuğu şeyin içeriliği hiç önemli değildir, yeter ki boşluk herhangi şekilde dolsun.

Kendinden emin olmayan biri de söylediği şeyi aslında önemsemesine önemsiyordur ama doğru olup olmadığını bilmediği için ona "önemsiz" süsü verip doğabilecek sorumluluktan kaçmaktadır. Onun için söylediği şeyi net söylemez, sürekli kaçabileceği açık bir kapısı vardır onun.

Söylenen şey neden bizi baglar? Birilerine borçumuz olduğu için mi? Hayır, söylediğimiz şey sadece bizi bağlar, başkasını değil. Ne kadar dışa karşı tutarsız davranıyor isek, aynı davranışı kendi kendimize de sergileriz. Belli bir süreden sonra kendi kendimizi de ciddiye almayıp sanki söylenen şeyleri söylenmemiş gibi, veya düşünülen şeyleri hiç düşünmemiş gibi yaparız. Kendi kendimizi kaale almadıktan sonra her yapacağımız iş düşüncemiz gibi özensiz olur. Kafamızın arkasında sürekli "olsa da olur, olmasa da olur" düşüncesi bizimle dolaşır. Oysa bu tutum kendi kendimize yapabileceğimiz en büyük darbedir.

Büyük darbe nedir? Büyük darbe yaptığımız işlere canı gönülden sarılmamızı ve arkasında durup o işten öğrenmemizi önler. İyi işler başarabilmek için çok büyük engeller aşılması gerekiyor, eğer baştan beri bir ciddiyet veya tutarlılık sergileyemiyor ise yola çıkmadan yolda kalınır. Burada yol, deneyim yoludur. Deneyim yapmak için ilk önce kendi içimizdeki direnci kırıp, özgüvene sahip olup becereceğimize inanmaktır. Yaptığımız şeylerin bir hamlede olmayacağını, adım adım ilerlendiğini bilmek gerekir. Söylediğimiz veya düşündüğümüz şeyler bizi bağladığı takdirde nerede hata yaptığımızın farkinda oluruz, aksi halde kendimizi kandırır, gönlümüzü hoş tutan hikayeler uydururuz. Bu da bizi bir adım ileri götürmekten engeller.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen