Freitag, 26. Dezember 2014

Devrim mi, evrim mi?

Bu konu hakkında karar verebilmek için bu iki terimin ne anlama geldiğini irdelemek gerekir. Devrim sürekli geçmiş ile olan bağı koparır ve yerine yepyeni birşey inşaa etmek ister. O keskin bir bıçak gibi geçmiş ile gelecek arasındaki bağlantıyı keser. Eski oluşumlardan hoşnutsuzluk duyar, bu nedenle yerine yepyeni bir düzen getirmek ister. Eskiden beri süre gelen gelenekler işlemez hale gelir.

Evrim ise değişimin başka yönüne ağırlık verir. Devrimin kaba kuvvetle ulaşmak istediği şeyi o zaman ile halletmeye çalışır. Evrim küçük adımların adamıdır. Değişimin aniden olmayacağını, küçük adımlarla gelişeceği kanısındadır. Bu nedenle de süreklilik sağlanması için geçmiş ile bağlantılı çalışır. Geçmişi iyi inceler ve olumsuz yerlerine "yamalık" yapmak ister, çünkü bütünü göremeyeceği kanısındadır. Bütünü göremeyeceği için de yaptığı değişikliklerin en az hasar vermesini istemektedir ve eskiden kendini kanıtlamış oluşumları yeni olguda kullanmayı amaçlar.

Devrim herşeyi yeniden üretmek ister, çünkü eskinin kötü olduğu ve hiç bir işe yaramadığı kanısındadır. Bu nedenle de çok riskli bir işe koyulur. Yeni denenmek istenilen şeyin başarıdan başka şansı yoktur, çünkü geçmiş ile tüm bağlantılar kapartılmıştır. Bu nedenle iyilikle başlayan şeyler sürekli çok kötü sonuçlar vermiştir. En alttakiler faturanın kesilen kesmi sürekli olur.

Türkiyede de birinci dünya savaşından sonra bir devrim yapılmıştır, bu devrim zorunlu bir devrim idi, çünkü taş üstünde taş kalmayan bir ülkenin yeniden inşaa edilmesi gerekiyordu. Yeni yazının getirilmesi eski ile kopmayı daha da hızlandırmıştı. Ama bu kopukluk pek sancılı geçmedi, çünkü okuma yazma oranı oldukça düşüktü.

Şimdi de bir devrim yapılmak isteniyor. Gelmiş geçmiş 90 yılı geride bırakmak, tarihin karanlıklarına gömmek isteniyor. Tarih kendini tekrarlıyor. Geçmişi ile barışık olmayan, geçmişi ile yüzleşemeyen bir toplum süreklilik sağlayamaz. Geçmişten ne utanmak gerekir, ne de onu yüceltmek. Geleceğe onun ışığında ancak gidilir. Onun iyi aydınlanması yapılacak olan aynı hataları önleyecektir. Onun üstüne basılır ve zıplanır (Sibel Atasoy'un değimi ile).

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen