Dienstag, 23. Dezember 2014

Duruş üzerine

"Eşekler köydeki semerciden çok şikâyetçilermiş. Semerci hiç iyi semer yapamıyormuş. Eşeklerin sırtları kanlı yaralarla doluymuş. Eşekler toplanıp yeni bir semercinin gelmesi için Dua etmişler.Köye yeni bir semerci gelmiş. Ne var ki bu semerci eskisinden daha beceriksizmiş.
Semerci gitmiş, semerci gelmiş. Her seferinde eşekler yeni semerci gelmesi için dua etmişler. Nihayet bir gün eşekler toplanıp ; '' Allahım bize semerci gönderme , en iyisi sen bizi Eşeklikten kurtar'' diye dua etmişler."

Bu hikayede gerçekten ne anlatılmak isteniyor? Burada hikaye dini açıdan da incelenebilir ama bunu din ile daha iç içe olanlara bırakacağım, benim irdelemek istediğim mevzu psikolojiktir.

Eşeklerin ilk duasında kötü semerciden kurtulmak isteniyor. Duanın kime edildiğini bir kenara atarsak, burada aslına bakılırsa bir duruş sergileniyor. Bu duruş: kendi kurtuluşunu başkasından ümit etmek. Semerciden nasıl kurtulacağını bilmediği için yardım isteniyor. Aslına bakıldığında bu durum çaresizliğin ifadesidir. Semerciden kurtulma yolunu bilmiş olsaydılar hemen uygulamaya geçerdiler ve kötü semerciyi başından defederdiler. Bilmedikleri için dış güçlerden yardım istiyorlar. Burada Tanrıdan yardım istemek yerine herhangi bir güçten de yardım isteyebilirdi ama ilk akla gelen şey Tanrı olduğu için en kolay yol izlenmiş.

Bakmışlar semerciden kurtuluş yok, kurtulmak için bir kere de akıl verilmesini istemişler. Görülüyor ki buradaki duruş (tutum) da ilkinden pek farklı değil. Hala aklın kendisine dışardan verilmesini umut ediyor ve kendisinin komut uygulayıcı olarak görüyor. Yani lafın kısası onlar uygulamak için komut bekliyorlar. Başkasından alınan ödünç akıl ile kendi aklının nasıl çalışacağı malum.

Aklın dışardan verildiği görüşü ile aklın oluştuğu görüşü tam birbiri ile çatışan bir görüştür. Kendisi sınamadan, başkasının tüm işleri yapıp sonucu önünü koymasını istemek ilk görüşe aittir. Diğeri ise cesaret edip kendisi denedikten sonra açıklanacağı görüşüdür. Söz konusu "akılanma" "hatadan öğrenme" ile eşdeğerdir. Ancak herşeyi kusursuz gören ve hata yapmaktan korkan biri sorumluluğu başkasına devreder. Verilen tavsiye hatalı olduğu zaman suçlu bellidir: kendisi değil, tavsiyeyi yapandır.
 

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen