Freitag, 5. Dezember 2014

İyi konuşma nasıl olur?

İyi konuşma üzerine tonlarca kitap yazılmıştır. Bir insanı en kolay şekilde nasıl etkilemeyi öğrenmek mümkün. Böyle manipülatif teknikleri öğrenmek mümkün ama kalıcı şekilde anlaşılmak isteniyor ise manipülasyondan hariç karşı tarafın ruh ve bilgi halinin de göz önünde bulundurulması gerekir. Hisse hitap eden veya coşturucu konuşma şekli ile dinleyiciyi manipüle etmek mümkündür. Ama bu konuşma şekli ikna etme amaçlı değildir, konuşmanın arkasında yatan gerçek amacı gizleyip sünni amaçlarla dinleyiciyi belli yöne çekmek içindir.

En iyi konuşma, konuşan ile dinleyici arasındaki mesafeyi en aza indiren konuşmadır. Doğası gereği ile herkes ayrı deneyim yapar ve ayrı temeli oluşturur. Ayrı temele sahip olanlar o sahip oldukları temele göre durum değerlendirmesi yapacaktır ve dolayısı ile birbiri ile anlaşması zorlanacaktır.

İyi konuşmacı anlatacağı şeyin anlaşılmasını sağlaması için ilk yapacağı şey dinleyiciyi kendi seviyesi ile aynı seviyeye getirmek olacaktır. Bu yüzden yeni birşey söylemeden önce konuşmacı durum tespiti yaparak dinleyiciyi hazırlaması gerekir, dinleyiciyi elinden tutup onunla küçük bir geziye çıkması gerelir. Bu gezi kendisinin nerden geldiğini anlatma gezisi olacaktır. Ancak ve ancak konuşmacının nerden geldiği anlaşılırsa işte o zaman konuşmaya yeni birşey eklemek daha kolay ve anlaşılır olacaktır. 

Havaalanında şöyle bir hadise yaşanmış. Küçük bir kız çocuğu xray cihazından geçerken cihaz alarm çalmış. Oradaki çalışan görevli, küçük kızı detektör ile arayabilmesi için eli ile kızın dönmesini işaret etmiş. Küçük kız ilk defa o cihazından geçtiği için, o görevlinin yaptığı hareketi eli ile tekrarlamış. Görülüyor ki küçük kızın deneyiminde havaalanında aranmak olmadığı için görevli ile aynı zemine sahip değiller, bu sebeble de küçük kız o işareti anlayamamış. Anlaşılmak için aynı zemini, temeli paylaşmak gerekiyor.

Aynı zemin veya temel tüm toplumun belli değerler ve betimlemeler üzerinde anlaşırsalar (konvensiyon) oluşur. "Beyaz" kelimesi üzerine konuşurken beyazın beyaz olduğu konusunda ve beyaza beyaz denilmesi konusunda hem fikir olunması gerekir. Biri beyaza beyaz, diğeri sarı derse konuşma bile gerçekleşemez. Anlam kargaşası çekmemek için belli konularda anlaşma yapılması gerekiyor. Bir dilin dağınık olması belki de bu konuya işaret edebilir. Dilin yöresel anlam değiştirmesi genel anlamda kargaşa yaşanacağına işaret edebilir.

Kitap, dergi ve televizyon ortak değer taşıyıcı unsurlar olabilir. Yeni terimlerin ne anlama geldiğini ve büyük kitlelere taşınmasında büyük görevleri üstlendiğini bilmedi gerekir. Bu nedenle titiz davranılması, dinleyiciyi kandırma amaçlı değil de onu aynı zemine oturtma amaçlı olması gerekir.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen