Dienstag, 21. April 2015

Söylediğin şeye dikkat et

Küçük yaşlarda inancın çok güçlü olduğu kanısındayım. Çocukların o yaşta kendilerine söylenen şeylerin gerçekten doğru mu, yoksa yanlış mı olduğunu ayırt etme imkanı yoktur. Bunu beyin bilimcileri de destekliyor, çünkü beyindeki önlobların en son gelişen bölge olduğunu destekleyici bilgiyi öne sürüyorlar. Bunun yanında önlobların planlamada, rasyonel karar vermede, seçim yapmakta ve buna benzer işlemleri yaptığını söylüyorlar. O halde önlobların çocuklarda az gelişmiş olması onların o yaşta inancının daha kuvvetli olduğunu gösterir. O halde çocuklar küçük yaşta kendilerine söylenen şeye inanacaklardır. Önlobların gelişmesi 16-18 yaşına kadar sürdüğü için olmalı ki reşit insan bu yaştan sonra kabul edilir. Zaten bu yaştan sonra gerçekten anlamda tartma, zihinde evirip çevirme gerçekleşir. Gerçek anlamda "anlamak" bu yaştan sonra kendini gösterir.

Bu yaşlara kadar olan zamanda verilen eğitimin de önemini vurgulamak gerekir. Bu yaşa kadar alınan eğitim genelde herhangi bir dirençle karşılaşmaz, çünkü başka "dogru" bilinmediği için o yaşa kadar doğru diye öğretilen şeyler doğru olarak kabul edilir. Hatta doğruları zannetmeye gerek yok, davranışlar da aşağı yukarı çocuklar tarafından kopyalanır. Bu nedenle o yaşa kadar verilen eğitim çok önemlidir, o eğitim "yanlış" ise, hem değiştirmesi güç olacaktır, hem de yeni öğrenilecek olgulara direnç gösterecektir. O yaşta öğrenilen ve doğru kabul edilen olgular erişkin yaşta direnç olarak karşımıza çıkacaktır. Bu nedenle o yaşa kadar verilen eğitim çok önemlidir.

Yanlış eğitim verildiğinde insan tüm ömrünü o direnci yıkmak için çabalamak zorunda kalacaktır, çünkü evdeki hesap çarşıya uymaz. Dışarda başka bir hava esiyorsa ve öğretilen mekanizma iyi çözüm üretmiyor ise, ya dış dünya suçlanarak direnci koruma yoluna gidilecektir, ya da direnci büyük enerji sarf ederek kırmak zorunda kalacaktır. İkinci seçimi benimseyen biri için çocuk yaşta edinemediği deneyimleri zorla ilerlemiş yaşta edinmeye çalışacaktır, bu da zaman kaybından başka birşey değildir. O yeni birşey üretemeyecektir, o sadece ona çok önceden verilmesi gereken eğitimi sonradan edinmek için uğraşacaktır. 

O halde her anne baba kendi davranışından ve söyleyeceği sözden sorumludur. Kendisi örnek teşkil edileceği için o büyük sorumluluk taşır. Bunun bilincinde olanlar gelecek nesili tam donanımlı yetiştirmiş olur. Onları enerjisini boşa harcamak yerine daha yararlı ve üretken olma şansına sahip şahıslar olarak yetiştirilir. Tüm enerjiyi direnci kırmak için harcamak bilinçsiz bir yaşamın sonucudur. Bilinçlenip kendisinden sonra gelen nesli de bilinçlendirmek en doğal görevimiz olmalıdır. 

Doğru yol nedir?  Yanlış yol nedir? Doğru yol çocuğun kendi özü ile alakalıdır. Doğru yol, tek bir yolun olmadığını göstermektir ve dolayısı ile o yolun seçim ile bulunacağını göstermektir. Her seçim sorumluluk getirir ki bu nedenle özgürlüğün önemi vardır. Hiç bir yolun kopyalanamayacağı, her kişinin sadece ona atfedilmiş tek yolun olduğunu göstermektir. Bu nedenle esnek, herşeye açık ve aktif halde keşfetme zihninin öldürülmemiş olmanın ne kadar önemli olduğunu öğretmek gerekir. Ne kadar anne baba deneyimli olsa da, çocuğuna da deneyim yapma şansını sağlamak ve hatta deneyimlemeyi özendirmek zorundadır. Kesin hiç birşeyin olmadığı bir dünyada herşeyin belirlenmiş olduğunu söylemek gerçekten kendi kendini kandırmaktan başka birşey değildir. Hiç birşeyin belirli olmaması esnekliği de beraberinde getirir. Tek öğrenilen yöntem ile her sorunun çözülemeyeceği, her sorunun kendine özgü çözümü olduğunu göstermek gerekir. Bu nedenle katı kural vermenin anlamsız, daha çok analiz etme yöntemi öğretmenin anlamlı olduğunu bir daha ifade etmek gerekir.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen