Montag, 13. April 2015

Umut vermek

Gelir düzeyi düşük milleti kendi tarafına çekmek için çok basit bir yöntem vardır. İlk önce ona kendi durumundan sorumlu olmadığını, kendisinin şartlara kurban gittiğini anlatmalısın. O zaman onun üstünden büyük bir yük kalkacaktır. Bütün suçu düşmana yükledikten sonra dışa duyulan öfke kendini hedef almaktan alıkoyacak ve dolayısı ile onu rahatlatacaktır. Onun artık kendini değiştirmesine neden yoktur, o geçmişte boşa harcadığı zamanı unutmuştur, çünkü gerçek suçlunun bulunduğunu zanneder.

Kendisinin yanlız olmadığını, aynı durumda olanlarla da güçlü olduğunu gösterdikten sonra, aynı kaderi paylaştığı insanlarla suçluları yok etmekle herşeyin düzeleceği umudu verildiği andan itibaren o umut adına herşeyi yapacaktır. Belki de kendini iyi hissetmek için başkasının canına bile kıyacaktır.

Burada eskiden beri süre gelen bir sorun ile karşı karşıyayız. Genler mi insanı etkiler (buna halk dilinde kader de diyoruz), yoksa çevre mi? Yukarda gösterilen örnekteki etken sorumluluğu çevreye yüklüyor. Yapılan son araştırmalarda çevre ile genlerin arasında o kadar da keskin ayrım yapılamayacağını gösteriyor. Çevre ile genler arasında iletişim sonucunda insan karakter dediği şeyi elde ediyor. Genleri kilit olarak düşünürsek ve çevreyi de anahtar, o zaman ikisinin iletişimi ile genleri "açıp kapatmak" mümkün olacaktır. Çevre tarafından "okunamayan" genler aktif olmayacaktır ve böylelikle etkisini gösteremeyecektir.

Yukardaki örneğe gelecek olursak, genlerin aktif olması için kişinin de aktif olması şarttır. Eğer kendinde bir kusur tespit ediyor ise, bu kusur o kişinin o zamana kadar aktif duruma getirdiği genler sayesinde olmuştur veya aktif duruma getirmediği genler sayesinde olmuştur. Mesela şimdiye kadar kitap okumamış birinin genlerini aktif ettirmek için düşman öldürmesinde fayda yoktur, o sadece kıçının üstüne oturup kitap okumaktan başka çaresi yoktur. Aktif halde deneyim yapmamış birinin suçluyu dışarda araması pek anlamlı değildir, ona umut bağlaması hiç akıllıca da değildir. Bu nedenle eğer yenecek düşman var ise, o da içindeki rahatlığı seven düşmandır. Onu yenip çevre ile temasa girdikten sonra genlerini "okutturması" gerekiyor. Okunmayan genler köreliyor.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen