Freitag, 28. März 2014

Bu ülke kahraman arıyor

Bu ülke Türklere eski gücünü gösterecek kahraman arıyor. Kahraman en cesaretli insandır, en önde giden insandır. Cesaretini belki izlediği ideolojiden alabilir ama ideolojisini gerçekleştireceği güce sahip olduğuna inanmak ancak aklı yerinde olmayanin aklına gelebilir. O tüm gücü ile kendini öne atan, kendi kudretine güvenen bir öncüdür. Bu nedenle kahraman tipi insanlar savaş anında sürekli en önde gidenlerdir, sürekli onlar ilk önce ölenlerdir. Ilk önde gidip de hayatta kalanlara ise kahraman denir.

Normal hayatta da maceraperest insanlar vardır. Yeni iş dalı kurmak isteyenlerden de bir kahramanlık duygusu vardır. Onlar da yapmak istedikleri şeylerin gerçekleşip gerceklesmiyecegini bilmeyerek riske girerler. Ilk aşamada aptal sayılırlar, ama hayatta kalabilirseler veya kurdukları iş başarılı olursa kahraman ilan edilirler. Kahramanlık sürekli sonradan verilen bir etikettir.

O cesur insanları takip eden çoğunluk vardır. Riske girmekten korkan, çevrelerinde sürekli o kahramanları gözetleyen bir çoğunluk. Savaşta ilk önde gidenin arkasından gelen çoğunluk zaferi de kendine atfeder. Aynı ilk ticarete atilani kopyalayanlar gibi başarının geleceğini hep bildiklerini söylerler. Onlar hep biliyorlardı başarının kacinilmaz olduğunu.

Kahramanın pek planı yoktur. Onun yaptığı şey pek planlı değildir. O ilk duyumladigi hissi, ilk gördüğü rüyayı hayata geçirmeye calisisir. Gerçekleştirmek istediği şey boyundan büyük olduğu için ilk önce gerçekleşme şansı verilmez, gerçekleştiği zaman da gercekten boyundan büyük iş başarmıştır o. Boyundan büyük iş başardığı için de her yapacağı şeyin başarılı olacağı zannedilir. Oysa o doğru zamanda doğru yerde olduğu için başarılı olmuştur. Gerçek anlamda planlı bir iş yapmamıştır. O icraat yapar. Icraat yaptığı için de o normalde kördür. Kör olduğu bilinmez, yaptığı o inanılmaz hamle sürekli planlı yapmış gibi görükür. Millet bu başarıdan sonra hiç bir hatasını görmez, görmekte istemez. Cesaretli olmadıkları için hayellerinde o kusursuz kahramanı yaşatmak isterler. Ona toz dokundurmazlar, oysa kendilerinin de bir kahraman olduğunu anlamak o kadar zor değildir. Biraz cesaret ve biraz da kendine güven yeterlidir.

Kahraman elde ettiği güç ile tüm yetkileri elinde bulundurmak ister. O alacağı kararların sorgulanmasına tahammül edemez, çünkü o şimdiye kadar yaptığı şeylerden hiç hesap vermemistir, bu nedenle de hesap vermenin icraatı yavaslattigi kanisindadir. Paylaşmak ona zor gelir, çünkü kudretli olduğunu zanneder. Oysa başarısı şansa dayaliydi. Tüm yetkileri üzerine alarak kendinin önüne geçmek isteyenleri engellemek ister. Destekçilerinin de güveni ile gerçekten de tüm yetkiyi eline geçirmeyi başarır ve tek kahramanın hükmettiği bir yönetim şekli yaratmış olur. Ilk zamanları, başarı yerini despotik bir yönetim şekline bırakır ve gelişme önlenmiş olur. Yaptığı şeylerin iyi gitmediğini gören kahraman gücün elden gideceğini fark ettiği için korku yaymaya çalışır, kendisinin dış güçler tarafından düşürülmek istediğini söyler. Yasalar daha da sertlesir, sertlestikce de gerginlik artar. Sonuc olarak tek kurtuluş yeniden büyük bir hamle yapmaktır, bu savaş olabilir veya iç düşmanlar yaratarak olabilir. Önemli olan şey tek bir hamle ile tekrar kahraman olmayı basarmaktir.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen