Dienstag, 11. März 2014

Hayatin anlami uzerine



Tüm insanlar için tek bir anlam olduğunu söylemek biraz abartılı olur, bu nedenle hayattan kendimin ne anladığını söylemek istiyorum. Hayat anlamı birşeyler dogurdugumuz zaman kazanıyor. Bu çocuk olabilir veya herhangi bir fikir de olabilir. Her iki durumda da belli evrelerden geçmek gerekiyor. Hem çocuğun, hem fe fikirlerin döllenme anı vardır. Çocuk yaparken döllenme fiziksel olarak algilanabiliyor. Belli işlemlerden sonra spermin yumurta ile birleşmesi yeni bir hayatın önünü açıyor. Ve sonrası bilinen ve gözle görülen olgulardir.

Herhangi bir fikrin döllenmesini gözle görmek mümkün degildir, ama fikrin evrelerini betimlemek o kadar da zor olmamali. Yeni fikrin döllenmesi ilk önce enformasyon toplamaktan gecer. Bu görevi genelde bilmeyerek veya bilerek anne-babalar veya okullar yapıyor. Fikrin kötü tarafi neye gebe olacagimizi önceden kestiremiyecegimizdir, bu nedenle onun icin yeni olan her bilgiyi toplamaya calisir. Burada bilgi sevdasindan baska bir hedef yoktur. Gerci bazi kimseler mesela doktor olmak icin okurlar ama onlar o amaca ulastiklari zaman okumayi da birakirlar. Geregi yerine getirilmistir, o zeki oldugunu göstermis ve toplumda yerini almistir. Bu tip okurlarda yeni bir fikre gebe olma ihtimali cok düsüktür. Amaclarina ulastiktan sonra onlar kendilerini biraki verirler.

Diger tarafta merak dolu olanlar toplumdan dislanirlar. Onlar normalde tembel olurlar, cogunluk gözünde bir isle ugrasmazlar. Cogunluk sonuc odakli baktigi icin onlarin ölcüm cetveli o seyin getirisidir. Onlar hizli sekilde sonuc almak isterler. Mesela cocugun dokuz ay sonra gelecegi bilinir. Ama fikir öyle degildir. Fikir ya gelir, ya da gelmez. Bazen kendini cok beklettigi zamanlar olur. Bütcesi kisitli olanlar icin pek de ic acici sey degildir. Kendi olanaklari ile bir fikre gebe olamayanlar icin üniversite denilen kümes yapilmistir. Devlet yardimi ile orada kendi ilgi alani üzerinde kuluckaya yatmaktir. Orada tek basina yatilmadigi icin gebe olma sansi daha yüksektir, cünkü ayni fikir veya o fikre benzer fikirler üzerine kuluskaya yatanlarla sohbet etme, yani mayalanma olasiligi daha yüksektir.

Yeni fikrin nasil ve ne zaman gelecegi bilinmedigi icin o sahis toplum karsisinda aldigi tutumdan dolayi yadirganir. Ona aptal derler. Yeni birseyler dogurmak icin bu toplum engelini de asmak gerekiyor. Toplumun o sahsi dislamasi da nimet sayilabilir, cünkü dislandigi icin gercek anlamda istedigi seyle daha fazla mesgul olma sansi buluyor. Bazi bilim adamlari birseyin ustasi olmak icin 10.000 saatten fazla o seyle ugrasmak gerektigini söylüyorlar.

Gerekli enformasyonlarla dolu o sahis fikri tutuslayici bir atesi bekliyor. Herhangi bir yerde, ummadigi bir anda kulagina gelen tek bir söz o zamana kadar doldurdugu fikir yigininin disari tasmasina sebep oluyor. Selaleler gibi fikirler dökülmeye basliyor. Iste o zamana kadar bir „ise“ yaramayan biri, o zamana kadar hor görülen o kisi birden bire söhret sahibi oluyor. Onu o zamana kadar yerin dibine sokmak isteyenler o sahistan birseylerin olacagini her zaman biliyorlardi. Simdi o sahsi tandigi icin o sahsin gölgesinde durmasi bile ona güneste durmaktan daha fazla haz veriyor. O yine eski tavrina devam ediyor: o hala dogurmanin ne kadar sancili oldugunu bilmiyor.

Insan kendi nesli ile sonsuzluga ulasamiyorsa, cünkü dogum ebedi yasama arzusunun baska bir yüzüdür, o zaman doguracagi fikir ile sonsuz yasamayi saglamalidir. Her dogum, dogurana haz verir. Ne mutlu birseyler doguranlara....

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen