Dienstag, 25. November 2014

Hakikat ve kanıt üzerine

Kanıt ile hakikat arasında fark vardır. Her kanıtlanmış şeye hakikat denmesi yanlıştır, çünkü yanlış birşeyin yanlış olduğunu kanıtlamakla o şeyin hakiki olduğu anlamına gelmez. Eskiden eter diye bilinen uzaydaki boşluğu dolduran bir madde varsayılırdı. Böyle bir maddenin olmadığı ortaya çıktı. Olmayan birşeyi kanıtlamak o şeyin hakikati olamaz. Kanıt doğrudur ama herhangi bir hakikati, özü yoktur. Öz göze gizlidir.

Kanıt belli bir metoda veya çerçeveye (dile) bağlıdır. Bu kapsamda kanıt için gereken araçlar belirlenir ve atılan adımlar da bu çerçeve içerisindedir. Bir çizginin hakikati nedir? Onun diğer bir çizgiye paralel olduğu mu? Öklid kuramında iki cizginin birbirine temas etmemesi kanıtlanabilir ama bu hakikatin ne olduğunu bize açıklayabilir mi? Bence hayır, iki çizginin paralel olması seçtiğimiz metoda bağlıdır, yani Öklid kuramını seçtiğimiz için o iki çizgi sonsuza dek birbiri ile birleşmez. Eğer hiperbolik bir kuram seçmiş olsaydık o iki çizginin sozsuzda birbiri ile birleştiğini görürdük.

O halde birşeyi kanıtlayıp kanıtlayamamak kullanılan metroda bağlıdır. Birşeyi kanıtlamış olmak bile, o şeyin hakikati hakkında birşey söylemez. Kanıt sadece ve sadece elimizdeki araç ve gereçlerin doğru kullanıldığını söyler.

Mahkeme de hakikat bulma kürsüsü değildir. Orada akademik anlamda hakikat aranmaz, orada yasanın yarattığı çerçeve içersinde bulgular değerlendirilir, sanık yasaya karşı aykırı davranışta bulunmuş ise cezalandırılır, aksi halde suçlu olsa bile, yasa ceza öngörmüyorsa serbestir.

Kanıt ile birşeyin özüne inilmez. Elektronun var olduğu kanıtlanmış olsa bile o kanıt elektronun hakikati üzerine hiç birşey söylemez. Elektron belli bir metoda göre dalgadır, belli bir metoda göre da parçacık. Kanıt elektronun hakikati hakkında birşey söyleyemez, o kendi çerçevesi içersinde sadece bir tahminde bulunur. Bu gözünü kapalı bir adamı bir filin yanına getirip de bacağına dokunduğunda, sanki sütuna dokunmuş olduğunu ve hortumuna dokunduğunda ise su borusuna dokunduğunu  zannetmesi gibidir. Onun fil hakkında hiç bir bilgisi yoktur, bütünü göremez, sadece parça parça algılar.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen