Sonntag, 30. November 2014

Futbol ile bilim arasındaki bağ

Futbol oyununda neye önem verildiğine hiç dikkat ettiniz mi? Neden Brezilya milli takımı dünya şampiyonasında en iyi dereceyi alması gerekirken ortalarda bir yerde tıkanıp kalıyor ve Alman milli takımı ise sürekli ön sıralarda yer alıyor? Oysa yetenekli futbolcu açısından Brezilya en değerli futbolcuları yetiştiriyor. Alman oyuncuları da fena sayılmaz ama uluslararası isim yapmış oyuncular değiller. Böyle olmasına rağmen neden Almanya Brezilya'dan daha iyi sonuç alabiliyor? Türkiye milli takımını da eklersek, çünkü Brezilya takım oyununa çok benzer yani var, tabii ki o takım kadar kaliteli futbolcuya sahip değil.

Brezilya ve Türkiye milli takımını bağlayan ortak özellik iki takımın da bireysel oyuna daha önem vermesi sayılabilir. Araştırılması gereken başka konu ise futbolun bu iki ülkede ne gibi ekonomik payı olduğudur. Olaya toplumsal bakıldığında, futbol fakirlikten kurtulmaya yarayan bir araç olarak görülüyorsa ve seyircilerin ilgi odağı rakip oyuncuları en geride bırakan oyuncu ise ve o daha fazla yankı getiriyor ise, futbolcular beraber top oynamak yerine en ön safhada olmaya çalışacaktır. Ne kadar çalım atarsa, ne kadar topu iyi döndürür ise seyirciden o kadar fazla alkış alıyor olacak, futbolcu beraber oynamak yerine kendini göstermeye çalışacaktır. Bireysel oyun böylece kültürel teşvik edilmiş olur ki bu da takım oyununu desteklemez. Bireysel oyunun nereye kadar geldiği de sonuç gösteriyor: Türk milli takımı turnuva elemesine takılıyor, Brezilya milli takımı ise turnuvada ortalarda bir yerde yer alıyor.

Futbola yansımış aynı zihniyetin bilim için de geçerli olduğu kanısındayım. Toplumda bilim adamının imajı onun herkesten kapalı bir yerde kendi başına buluşlar bulduğu ise, aynı futbolda olduğu gibi bilim adamının da yanlız çalışacağı, çalışmasını diğerlerinden gizleyeceği aşikardır. O kendi başına tüm şöhreti kapmak isteyecektir. Diğerlerini de kendi emeğini çalmak isteyen potansiyel hırsız olarak görecektir. Bu nedenle de ortak çalışma en asgari derecede olacak, fikir alışverişi yok denecek seviyeye inecektir.

Bilim çalışmasından iyi bir sonuç almak için, futbolda olduğu gibi takım çalışması yapılması gerekir. Ancak ve ancak fikrin çok rahat sirkülasyon yapabildiği ortamda iyi sonuçlar alınabilir. Bazı firmalarda belli süre aynı bölümde (ar-ge birimi) çalışanı başka bölüme sevk ederler ki yeni bölüme dışardan hem katkısı olsun, hem de kendisi yeni yöntemler keşfetsin. Bir midye küçük bir toz parçasını nasıl inciye dönüştürüyor ise, dışardan gelen yeni personelin o bölümde midyede olduğu gibi toz görevi görecektir. O zamana kadar kabuklaşmış düşünce ve yöntemleri bozacak ve yeni oluşuma destek verecektir. Dışardan geldiği için bölüm içi türkülerden haberi olmayacak, olaya daha esnek yakalayacaktır.

Birimlerin dışa açık olması herkesin kolaylıkla birim değiştirmesini teşvik eder ve bilgi sirkülasyonunu destekler. Burada bilgi sürekli oluşum içersindedir. Kişilere özel değildir. Hem bulunduğu ortamdan yararlanıp hem de o ortama katkıda bulunmakla bilgi gelişir. Futbolcuda olduğu gibi en güzel hamleleri yapmak belki de göz kamaştırıcı olabilir, ama verimli olamaz. Belli bir yere kadar geldikten sonra tıkanıp kalır o. Bu nedenle bireyi dışardan alkışlarken hangi sonuçlara varacağını iyi düşünmek gerekir. Bireyin gönlünün hoşnut olması yapacağı işin iyi olması anlamına gelmez, hatta tam ters etki de yapabilir. Kendini iyi zanneden daha da iyi olmak için birşey yapmaz, çünkü ne yaparsa yapsın seyircinin gönlünü fethetmiştir bir kere.

2 Kommentare:

  1. Selam Tutan,
    İnsanın bir değer olması, içinde bulunduğu toplumuna katkısıyla ölçüldüğünü…
    Bilimde olduğu gibi futboda da bir takım çalışmasıyla başarıya ulaşılabildiğini…
    Ve
    Kişisellik güdüsüyle farklı olmak, kendini göstermek isteyenler çok kabiliyetli ve değerli de olsa, bulundukları ortamın başarısızlığına sebep olduğunu unutanların hezimetini açıklayan yazına teşekkürler. VAR OL…
    Sevgiler

    AntwortenLöschen
  2. Selam Turan,
    İnsanın bir değer olması, içinde bulunduğu toplumuna katkısıyla ölçüldüğünü…
    Bilimde olduğu gibi futboda da bir takım çalışmasıyla başarıya ulaşılabildiğini…
    Ve
    Kişisellik güdüsüyle farklı olmak, kendini göstermek isteyenler çok kabiliyetli ve değerli de olsa, bulundukları ortamın başarısızlığına sebep olduğunu unutanların hezimetini açıklayan yazına teşekkürler. VAR OL…
    Sevgiler

    AntwortenLöschen