Freitag, 6. Februar 2015

Teslimiyet (Islam)

İslam Arapça bir kelimedir ve Türkçe anlamı ile "teslimiyet" veya "itaat etmek"tir. Özüne bakılırsa burada çok önemli bir gerçekliğe ışık tutuluyor. Teslimiyet insandan kendini unutmasını, kendi usunu bir bütün uğruna feda etmesi istenir. İşte sadece islamın değil, diğer dinlerin de insanları hangi yöntem ile kendilerinden geçirip bir grup uğruna çoğu şeyleri feda etme isteğinin irdelenmesine ışık tutma amaçlıdır bu yazı. Detaylı bilgiler için bu konu hakkında çok kaynak bulmak mümkün olacaktır ama yine de görüşümün kısıtlı olmasına rağmen görüş belirtmek istiyorum.

Birşey gerçek anlamda değer teşkil etmesi için o şeyin değer etmesi gerekir, kolay elde edilir birşey değil. Bu nedenle de örgüte giriş ve çıkışların kısıtlı, kişiler hakkında enformasyonun en doruk noktada dolaşabilmesi sağlanmalıdır. Böyle bir organizasyon içinde yer almak kişiye ne gibi bir fayda getirebilir ki? Bu soru ciddi anlamda sorulması gerekiyor, çünkü böyle bir organizasyonda yer almak pahalıdır, pahalıdır çünkü bu tür organizasyonlar için ayrılan zaman belki de kendi ailesine ayıradığından daha fazladır. İbadet etmek için yapılan binalar, organizasyonu ayakta tutmak için sarf edilen çabalar gibi onca iş "bedava" yapılır. Bir de maddi desteği işin içine sokarsak bu tür organizasyonların getirisini sorgulamadan edemeyiz. Bu tür organizasyonların ne tür faydası olabilir?

Bu kadar "pahalı" bir şeyin ederi büyük olmalı ki insanlar o şeyin arkasından gitsinler. Bu şey öyle güçlü olsun ki içine dahil olan insanları birbirine kenetlesin. Böyle güç vaat eden birşeyin bu dünyadan olması söylenemez. Vaat edilen ödül öbür dünyadan olmalı ve öyle güçlü olmalı ki insanı hayatı boyunca meşgul edebilsin, onu itaatkar yapsın. İşte cennet ve cehennem insanları hem itaatkar kılar hem de birbirine kenetlemesini sağlar. Ömür boyu itaat etmenin karşılığında cennet ödül olarak vaat edilir ki insan yolundan sapmasın.

Tabii ki itaat etmeyi şekillendirmek gerekliydi, herkesin aynı şekilde aynı ritüelleri yerine getirebilmesi için onu simgeleyen binalar inşaa edilmeliydi ve bu binaları dolduran, o kuralları koruyan insanlar kitlesine ihtiyaç vardı. Onlar neyin nasıl yapılacağını hem biliyor olacaktı hem de kuralların yerine getirilmesini takip edeceklerdi. Onlar yüce varlığa itaat etmeyi, onun sözcüsü olan vekile itaat ettirmeyi başardılar.

Kendisinden güçlü bir varlığın kudretine sığınarak ona itaat edip, karşılığında bir ödül beklemek pazarlık konusu olmuştu: İtaat etmek karşılığında cennet.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen