Sonntag, 21. September 2014

Benim hakkımda ne düşünür?

Başkasına en büyük bağımlılık kendisinin düşüncesinden çok başkasının düşüncesine kulak asmasıdır. "O bana ne der?" düşüncesi onun elini kolunu kilitler. Aslına bakılırsa başkasını düşünmeye empati kurmak da denir. Başkasının düşüncesini ve ne yapmak istediğini önceden kavramak toplu yaşantının olmazsa olmazlarından bir tanesidir. Çünkü insan tarihi boyunca düşmanı dosttan ayırabilmesi hayatta kalma şansını arttırmıştır. Karşısındakinin ona iyi mi, kötü mü davranacağını önceden kestirebilmesi ona avantaj sağlayacağı için bu olgu kalıtsal hale gelmiştir. Bu olgu atalarımızdan kaldığı için bu davranıştan vazgeçemiyoruz. Yani karşınızdakinin ne düşündüğünü anlamak bize avantaj sağlıyor. 

Otomatikman yaptığımız bu gözlem bazı şartlarda dezavantaj haline de gelebilir. Ne yapacağımızı başkasının düşüncesine bağladığımız zaman da kendi başımıza karar verme yetisini elimizden düşürmüş oluruz. Karar vermek için taraf tutmak zorundayız, gerekirse kendi tarafımızı. Bu kendi tarafımızın doğru olduğu anlamına gelmez, sadece karar almak için taraf tutmamız gerektiği anlamına gelir.

Bu empati kurma aslında kendi kafamızda ürettiğimiz bir fikirdir. Biz empati kurmaya çalışarak karşımızdakinin ne düşündüğünü anlamaya çalıştık, onun gerçekten öyle düşündüğü konusunda herhangi bir ip ucuna sahip değiliz. Aldığımız sinyalleri doğru yorumladığımızdan da emin olamayız, çünkü onun ne düşüncesini ne de duygusal halini biliyoruz, biz sadece tahmin yürütüyoruz. Düşünce okunması şimdiye kadar gerçekleştirilememiştir.

Karşımızdakinin bizim hakkımızda gerçek düşüncesinin ne olduğunu öğrenmek için onunla diyaloğa geçmek gerekiyor. Mimiklerden empati kurarak çözmeye çalıştığımız savların onanması gerekiyor ki karşınızdakinin gerçek niyetini öğrenelim. Niyetin kötü olması halinde karşımızdaki gerçek niyetini saklayacaktır. Bu durumda da gerçek niyeti anlamamız zorlaşacaktır.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen