Montag, 12. Januar 2015

Lüks hayat ile zaman arasındaki bağ

Reklamlarda vaat edilen lüks hayat, önüne konulan seçeneklerden en prestijlisini seçmek anlamına geldiğini empoze etmektir. Reklamda sunulan ürün temin edildiğinde mutlu olunacağı hissini yaratmakla satışların artmasını sağlamaktan gerçek anlamda kimin mutlu olduğunu tespit etmek pek de zor olmayacaktır. Müşterinin kısmen mutluluğu uzun sürmüyor, o satın alıyor, aldığı anda yeni birşey keşfetmenin verdiği mutluluğu tadıyor ve ateş sönüyor. Arkada kalıcı bir iz bırakmıyor. Uzun vadede mutlu olan kasaya para girdiği zaman üretici oluyor.

Üretici satışa sürdürebilirlik kazandırabilmek için sürekli irili ufaklı yeniliklerle müşterinin merakını uyandırmak zorundadır. O müşteriye kısmi mutluluk yaratabildikce ayakta kalabilecektir, üretilen mal müşterinin keşfetme ruhuna hitap etmediği andan itibaren, üretilen mallar "eski moda" haline gelir ki bu da o firmanın yavaş yavaş batışının sinyalidir. Bunu çok iyi Nokia firmasında gözlemlemek mümkündü.

İlk önceleri inovasyon ile parlayan firma, Apple'in ürettiği yeni tip dokunmatik telefonlara geçmekte sorun yaşamıştır ve müşteriler de bu yeni gelişme karşısında Nokia'nın ısrarla üretmeye devam ettiği telefonları modası geçmiştir diye satın almamıştır. Aynı özellikler alışkanlık haline geldiği zaman müşteriye mutluluk vermiyor, bu nedenle de satışlar yavaş yavaş geriliyor. Bir firmanın büyümesi innovasyon potansiyeline bağlıdır.

Müşterinin dikkatini çekebilmek için kısa sürelerde yenilik yapmak şarttır. Bu ne kadar bir firma için iyi bir yöntem olsa da müşteri için pek kalıcı yarar sağlamıyor. Hatta ve hatta onu yanıltabiliyor da. Müşteri ne kadar kendini yeni malın peşinde koşan bir avcı gibi hissetse de, elde ettiği bu kısmi mutlulukların pek de doyurucu olmadığını anlıyor, çünkü içinde belli bir boşluk olduğunu hissediyor ama bu boşluğu ne ile doldurulacağını bilmiyor. Bilmediği için de alışkanlık haline gelmiş olan alışveriş alışkanlığını sürdürüyor.

Kısmı mutlulukları tadabilmek için, yani o malları satın alabilmek için de çok çalışması gerekiyor. Hayatının uzun bir bölümünü yanlış seçim yaptığı ve yanlış hedefler peşinde koştuğu için boşa harcıyor. Onu mutlu etmeyen malları satın alıyor, satın almak için de hayatının büyük bir bölümünü kaynak aramakla geçiriyor. Yani zamanını boşa harcıyor.

Gerçek anlamda mutlu olmak isteyen bir insanın zamanını boşa harcama lüksü yoktur. İşte bu yüzden lüks bir hayat güzel evlerde oturup, en yeni arabalara binip, en yeni telefonları kullanıp yine de mutsuz olmak değildir, lüks bir hayat kendine neyin mutluluk verdiğini keşfetmek için ayırabileceğin zamanla ilintilidir. Ne kadar kendine zaman ayırıyorsan, o kadar lüks bir hayat yaşıyorsun, demektir.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen