Sonntag, 25. Januar 2015

Osmanlıca üzerine düşünceler

Bazı birbirine sıkıca kenetlenmiş kesimler gerçek yapmak istediği şeyi yavaş yavaş alıştırarak gerçekleştirmek istiyorlar.  Okullarda Osmanlıca dersinin verilmesini isteyenler de bunu açıklamaya yarayan çok güzel bir örnek olabilir. Asıl meselenin Osmanlıca olmadığını bilmesine biliyorlar, çünkü Osmanlıca hiç bir zaman halk dili değildi, büyük tabana da hiç yaygın değildi, ama yine de asıl gayeyi gizli gizli yapmak zorundalar çünkü açık seçik yapıldığı zaman büyük tepki uyandıracağını biliyorlar.  Aristokratların saraylarda konuştuğu, kendisini normal halktan ayırmak için kullandıkları bir dili tekrar canlandırmanın bir anlamını göremiyorum, en azından açıklayıcı bir nedenin ortaya atıldığını da fark etmedim. Nedeni, bu dilde yayınlanmış kaynakların incelenmesi denilse bile bu neden pek ciddiye alınmaz, çünkü bu kaynakların sayısı yok denecek kadar azdır, bu nedenle tüm halkı meşgul etmek yerine iyi uzmanlar yetiştirip bu kaynakları bu günümüze kazandırmak daha verimli olurdu. Devlet arşivlerine girildiğinde normal kitap denecek doğru dürüst kitabın olmadığı, ilk gazetenin bile çıkartıldığı 18'inci yüzyılın sonlarında hemen kapatıldığı görülmüştür. Osmanlı'da ilk romanın 19'üncü yüzyılın sonlarında yazılmış olması kitaba ve yazıya verilen önemi bu devirde çok açık ve çıplaklığı ile ortaya seriyor.

Pekala bu kadar kitap ve yazıya uzak duran bir devri tekrar yaşatmak istemenin anlamı nedir? Bu devri tekrar yaşatmakla kayıp olan kaynakları okur hale gelmeyi argüman olarak kullanmak biraz gülünç olurdu, olmayan şeyi nasıl okuyacaksın? Bu devri tekrar yaşatmak kitap aşkından da kaynaklanmış olamaz, çünkü bu devrin geri gelmesini isteyenler okumaya en uzak kesimlerdir. Kuranı bile önündeki hocanın anlattığı kadar bilen kesimin Osmanlıca arşivini okumak istediğini söylemesi biraz inandırıcı gelmiyor. Eğer söylenildiği gibi önemli kaynaklar olmuş olsaydı bunların çoktan Türkçeye çevrilmiş olması gerekirdi. Böyle birşey yapılmadığına göre gerçek amaç ne olabilir ki?

Gerçek amacın ne olduğu açık seçik konuşulmadığı için, anlatmak yerine emre uyulması gerektiği söylendiği için, bizim spekülasyon yapmaktan başka çaremiz kalmıyor. Bu spekülasyon şimdiye kadar yapılan politikaya dayanarak, yani bu kesimin gerçek amacını nasıl elde etmeye çalıştığını örneklerle göstererek kurgulamaya çalışacağız, çünkü başka çaremiz yok. İstenilen şeyi gizli yapmamış olsalardı tepki alacak olurlardı, tepkiyi önlemek için arka kapıdan isteklerini yumuşatarak, herkesi alıştırarak gerçekleştirmek istedikleri görülürdü.

Görülüyor ki birşeyi ortaya atarken yasaklayıcı olarak gelmemeyi tercih ediyorlar. Alkollü bile kısıtlarken yasaklayıcı bir tutumla gelinmedi, yasaklama önplanda bile değildi. En iyi argüman insanları ve gençleri koruma amaçlı idi. Okul ve cami çevresinde alkol içmenin sınırını genişleterek alkol satma alanını daraltıp arka kapıdan yasak getirilmek istendi. Bir de alkollü ürünlerin vergisini artırılması yasaklamanın başka yüzü idi.

Her olayda olduğu gibi Osmanlıca dersinin de okullarda öğretilmesinin diretilmesi başka amaca öncülük yaptığı kuşkusunu uyandırıyor. Pekala gerçek amaç incelemek olmadığına göre ne olabilir? Eğer incelemek olsaydı üniversitelerde belli kürsülerin açılması daha mantıklı olurdu. Tüm halka gereksiz birşeyi tekrar öğretmekle cezalandırmak ne işe yarayabilir? Sorun zaten Osmanlıca değil, sorun arapça alfabesini tekrar güncel hayata sokmaktır. Dil öğrenmek, arapça alfabesini dolaylı yoldan tekrar beraberinde getirecektir. Arapça alfabesini direk zorunlu kılmak yerine ve latince alfabesini yasaklamak yerine Osmanlıca üzerinden arap alfabesi alıştıra alıştıra güncel hayatın parçası haline getirilmek isteniyor. Gerçek amacı böyle ifade etmelerinde tepki uyandıracağını bildikleri için Osmanlıca dilini öne sürüyorlar.

Diyelim ki gerçekten herşey arap alfabesi ile yazılıyor. Arap alfabesi ile yazı yazmak neyi degistirecek? Elbisenin kılıfını değiştirmekle iyi düşünülür mü veya iyi insan olunur mu? Tarihten koptuklarını söyleyenler arapça alfabesini getirdikleri zaman kat edilmiş bu 90-100 yılı silmiş olmayacaklar mı? Geride bırakılmış bu yüz yıl içerisinde üretilmiş eserleri bir kenara atmış olmuyorlar mı?  Aslına bakılırsa onlar da şikayet ettikleri şeyin aynısını yapıyorlar. İleriye bakılarak akıllıca tasarlanmış bir öneri değil bu, bu arapça kültürünü dir etmekten başka birşey değildir.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen