Freitag, 30. Januar 2015

Bilmenin davranış haline gelmesi

Neden ezberlemenin bi işe yaramadığı ve kuru bilginin şahsa hiç birşey vermediğini iyi anlamak gerekir. Bilgi insanın özü ile yoğrulmadığı zaman bir işe yaramaz. İnsan herşeyi ezberlediği gibi tekrarlayabilir ama bu tekrarlama bireyin davranışına yansımadığı zaman Netice'in tabiri ile bu "geviş" getirmekten başka birşey olamaz, yani besin değeri olmayan besini hazmetmeye  benzer. Sağlıklı olmanın iyi olduğu bilinir ama sağlıklı olmak için de hiç birşey yapılmaz. Temiz çevrenin iyi olduğunu bir yerden duymuştur ama çevreyi pisletmekten de kaçmaz. İsrafın önlenmesi gerektiği konusunda hemfikirdir, sadece kendi dışta tutulduğu zaman.

Ezberlenmiş bilgi ile içselleştirilmiş bilgi arasında fark vardır. Ezbere olan kendine ait değildir, özü ile yoğrulmamış bilgidir, bu nedenle o bilgi diğer olgular ile bağ kurmaya yaramaz. O bilginin nasıl elde edildiği, zayıf noktalarının nerede olduğu, güç tarafının neresi olduğu bilinmez. Şablon şeklinde her benzer olguya o şablon yapıştırılır, uyup uymadığı irdelenmeden.

Bilginin davranışa geçmesi usta ile çırak arasındaki fark gibidir. Ustanın artık açıklamasına gerek yoktur, sözü ile davranışı arasında hiç bir ikilem gözlenemez, o bir bütündür. O düşünmeden davranır, bağlantı kuracağı zaman da anında bağlantı kurar. İkilem yoktur, çünkü gözlemleme esnasında en küçük detaya kadar incelemiştir. O olayların farkındadır.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen