Montag, 6. Oktober 2014

Düğüm üzerine

Düşüncenin belli bir konu etrafında odaklanması düşünceyi o konuya bağlar, ondan başka birşey düşündürmez hale getirir. Bütün dikkat o konu etrafında döner. Düşünce o konuya kilitlenir, düğüm haline dönüşür. Bu durum öyle bir hal alır ki insan kendini o düşünce ile özdeşmiş halde bulur. O kişi o düşünceden başka birşey değildir artık.

Aynı durum hasta olunduğu zaman da pek değişik değildir. Hastalığına odaklanmış kişi hastalıktan başka birşey göremez duruma gelir, kendini o hastalık zanneder. Tüm dikkati hastalığa vermiş, başka birşey göremez duruma gelmiştir, o kendini o hastalık zanneder.

Dikkatin belli bir şeye odaklanması orada düğümün oluşmasına ve enerji akımının kısıtlanmasına neden olur. Düğüm zihinsel ve fiziksel rahatsızlığın oluşmasında ana nedenlerden bir tanesidir. Amaç o düğümü tekrar akar duruma getirmek, zihne ve vücuda eski esnekliğini kazandırmaktır.

Düğüm belli bir olguyu diğerlerinden soyutlayarak ona haddinden fazla değer vermekle oluşur. O halde düğüm çözmekle çoğu problemlerin çözüleceği de görülecektir. Düğüm, düğüme yol açan sebeblere hak ettiği değeri vermekle çözülür. Kimin ne kadar hangi değeri hak ettiğini anlamak için herşeyin birbirinden bağımlı olduğunu ve herşeyin var olma hakkının eşit düzeyde olduğunu kavramak gerekir. Herşeyin var olabilme hakkının aynı düzeyde olduğu bir ortamda ayrım olamaz, hiç birşey diğerinden önemli de olamaz.

Önemi yitiren düşünce o kişinin tüm dikkatini odaklayamaz duruma gelir. O kişi kendisinin o düşünceden daha fazla olduğunu ve o düşüncenin diğer düşünceler arasında sadece bir tanesi olduğunu anlar. O, o düşünce değildir artık. Kişi o düşüncesinin hepsinden kurtulmuş hale gelir. Aynı durum hastalıklı durumlarda da geçerlidir. Hastalıktan daha fazla olduğunu anlayan kişi hastalığa başka bir gözle, daha mesafeli bakacaktır. Hastalık onu pençesi içine alamayacaktır.  Düğüm çözüldüğünde problemlerin tümü çözülmüş olur.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen