Samstag, 25. Oktober 2014

Fizyoloji ile düşünce arasındaki bağlantı üzerine

İngiltere'de köpekler ile sahipleri arasında yapılan bir araştırmaya göre köpekler belli bir zamandan sonra sahiplerine benzemeye başlıyorlarmış. Hem suratı sahibine benziyormuş, hem de yakalandıkları hastalıkları. Hastalıklar iletişim sayesinde gerçekleşiyor olmalı. Çok yakın bir ilişkide sahibi ile köpeği arasındaki etkileşim hastalığa da yansıyor olmalı, vücudun aynı şekilde işlemesini betimliyor olmalı. Bir nevi senkronizasyon olarak da düşünülebilir.

Diğer taraftan aynı surat yapısına sahip olmaları ya sahiplerin bilmeyerek kendisine benzeyen köpekleri seçiyor olmasından kaynaklanır, ya da karşılıklı etkileşim fizyolojik değişime yol açar. Ne demişler: üzüm üzüme baka baka kararırmış. Tabii ki bunu şu anda kesin bilmek mümkün değildir. İlerdeki yapılacak araştırmalar bunun doğruluğunu gösterecektir. Ama yine de insan bu konuda fikir yürütebilir.

Hayvan ile insan arasındaki iletişimin vücuttaki etkisinden yola çıkacak olursak, aynı etkileşimin fizyolojik açıdan da değişikliğe neden olduğunu varsaymak pek mantığa aykırı olmadığını anlarız. Bu durumda iletişimin de fizyolojiyi yönlendirdiğini göreceğiz. O halde sahibi bilmeyerek hem kendi sürat ifadesine yakın hayvan seçiyor olabilir, hem de zaman geçtikçe birbirine daha da fazla benziyor olabilir. 

Aslında bahsedilmek istenilen konu hayvan insan ilişkisi değil, çok önemli bir konu insanlar arası ilişkinin ne kadar fizyolojik değişikliğe neden olmasıdır. İdeoloji ne kadar insanın yüz ifadesini değiştirdiği açıklanması gereken önemli bir konudur. Muhafazakar diye de bilinen, inançlı bir kesimin yüz ifadelerinin birbirine benzemesi yukardaki örnekte olduğu gibi çok şaşırtıcıdır. İnançlı oldukları için mi aynı surat ifadesine sahipler, yoksa aynı surat ifadesine sahip oldukları için mi inançlılar?

Herhalde bu soruyu kesin açıklamak o kadar da kolay olmayacaktır. Ne kadar kolay olmasa da şöyle bir varsayımından bulunmak pek de mantığa aykırı gelmeyecektir: İdeoloji kendine uygun sürat ifadesini seçiyor. İdeoloji burada doğal seçilim görevini de üstlenebilir. İdeoloji aynı sürat ifadesine sahip olan insanları biraraya getiriyor olabilir ve dolayısı ile onlarda büyük etki yaratabilir. Erkeklerin badem bıyıklı olması düşüncelerini dışarı vurma ifadesi olarak düşünüldüğünde, onlarla beraber olmak isteyenlerin de "modaya" ayak uydurdurup badem bıyıklı olacağını çağrıştırır. Bu kendi kuyruğunu kovalayan köpeğe benzer. O halde ideoloji kendi yüz ifadesini "üretiyor".

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen