Freitag, 10. Oktober 2014

Motivasyon üzerine

Bir işyerinde çalışırken en büyük sorunlardan biri işçileri motive etmektir. Bir yönetici olarak işçiler nasıl motive edilir ve en iyi verim nasıl sağlanabilir? Bu konuda expert olmayarak düşüncelerimi söyleyeceğim.

En belirgin iki yönetim şekli olduğu kanısındayım. Birincisi hiyerarşik, herşeyin üstten alta doğru iletildiği, ikincisi ise katılımcı bir yapısı olan ve gelişmeye fırsat tanıyan bir yönetim şekli.

İlk yönetim şeklinde "büyük resmi" sadece yöntemi elinde tutan bilir. O neyin nasıl yapılacağına karar verir. Her işçi neyin ne zaman yapılması gerektiğini öğrenmek için yöneticinin ağzından çıkacak lafa bakar. Bu yönetim şeklinde yönetilenler kendilerini alet olarak kullanıldığını zanneder. Yapılacak şeyden kendini sorumlu hissetmez, o sadece verilen emri yerine getirir. Birşeyin yanlış gitmesi durumunda kendisi inisyatif göstermez, o yapacağını yapmıştır, sorumlu olan yöneticidir. Gerektiğinde yöneticinin ocağına incir ağacı  dikmek için sesini bile çıkartmayacaktır. O gerekeni yaptığını düşünür. Bu yönetim şeklinde motivasyon emrin yerine getirilmediği zaman işi yitirme korkusudur. İşi kaybetmemek adına yapılması gerekeni gerektiği kadar yapılacaktır, bundan başka bişey yapılmaz.

Diğer tarafta katılımcı bir yönetim şekli vardır. Bu yönetim şeklinde her çalışan her işin her evresinde payı vardır. İşçi yönetilen değildir, işçi o işin bir parçasıdır. İşin her aşamasında katkısı vardır. Bu nedenle de işi sahiplenir. Yönetici, yönetici rolünde değildir, o işi sadece koordine eder. İşin her evresinde iş arkadaşlarına pozitif feedback verir. İşin olumlu gitmesi halinde arkadaşları över, kötü gitmesi anında da nasıl daha iyi yapılması gerektiğini ve hatanın nerede olduğunu beraber irdeler. Amaç suçlu bulmak değildir, amaç hatayı bulmak ve bir daha aynı hatayı yapmamaktır. Arkadaşlar kendilerinin ciddiye alındığını ve yaptıkları işin de ciddi olduğunu anlamalılar. Hata üzerinde pek fazla durulmamalıdır. İyi yaptıkları şeyleri överek onlar daha iyi motive olacaktır. Sürekli kötü yaptıklarını söylemek onları kücümsemekle  aynı dereceye gelir ki bu da arkadaşlarda direnç oluşturacak ve yönetici bu dirence karşı sürekli savaşmak zorunda kalacaktır. Oysa değer verildiklerini anladıkları zaman işi daha iyi yapacaklardır. Değer verildiğini hissettikleri sürece motive olmak daha kolay olacaktır.

Yukardan aşağı emir vermenin yanında işi bilmeyen birinin de yönetici olması yanındaki çalışanları demotive edecektir, çünkü çalışanlar yöneticinin o pozisyonunu hak etmediğini düşünecektir. Diğer taraftan iş taksimi anında sürekli karar değiştirmek de yöneticinin güvenilirlik irtibarını sarsacaktır. O halde iyi planlayıp kararların sürekli değişmemesine dikkat etmek gerekir. Ne yaptığını bilmeyen izlenimi veren biri motive edici olamaz.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen