Samstag, 11. Oktober 2014

Yabancılaşma üzerine

Yabancılaşma üzerine ne kadar çok fikir yürütülmüş olsa da yine de ben kendi anlayışımı paylaşmak istiyorum. Bu nedenle fikrimin klasik teorileriyle örtüşüp görüşmediğine pek aldırış etmeyeceğim.

Yabancılaşma iki türlü gerçekleşebilir. Birincisi, insan kendi kendine yabancılaşabilir, ikincisi ise içinde yaşadığı topluma yabancılaşabilir. Kendi kendine yabancılaşmanın ana nedenlerinden bir tanesi bireyin kendi vücudu ile olan biten şeylerin farkında olmayışından kaynaklanabilir. Vücudundan aldığı sinyalleri yanlış yorumladığı zaman yanlış teşhis koyacak ve dolayısı ile rahatsızlığı daha da artacaktır. Örneğin günlerce stres altında çalışan biri başının ağrımasını kader olarak görüyorsa o vücudundan aldığı sinyali yanlış yorumluyor olacaktır. Stres vücudunun dışardan gelen sinyaller ile baş edemediğine dair bir sinyaldir. Stres üstlendiği yükün altından kalkamadığı için vücudun verdiği tepkidir. O ya kaldirabileceğinden fazla yük almıştır, ya da iyi iş yaptığı için tüm işleri ona yüklenmesinden dolayı dinlenmeye zaman bulamamıştır.

Kendi kendine zaman ayıramayan kendi isteğine, ihtiyacına yabancı kalacaktır. Bu nedenle gerçek ihtiyacı olan şeye karşı sanki kendinin değil de bir yabancının ihtiyacı varmış gibi bir tavır sergileyecektir. Kendi vücudundan gelen sinyallere dikkat etmeyen ve o sinyallerin kaynağının ne olduğunu bilmeyen biri yanlış değerlendirecektir. O aklına gelen ilk fikri irdelemeden doğru zannedecek ve yanlış teşhis koyacaktır. Yanlış teşhis koymaya alışan biri aynı alışkanlığını sürdürecek ve dolayısı ile kendine ve vücuduna yabancılaşacaktır. O kendi kendini tanıyamaz, kendinden gelen sinyalleri de yanlış değerlendirir hale gelecektir.

Yabancılaşma farkındalığın yanlış nesneye odaklanmasından kaynaklanır. Çevremizde dikkat çekici çok olay vardır. Bunlardan bir tanesi hiç şüphesiz televizyondur. Televizyon ihtiyacımız olmayan ama yine de bize sunni ihtiyaç aşılayan aletlerin en belirgin olanıdır. O güvenilir insanları kullanarak başarının, sağlığın (ve diğer özelliklerin) formülünün o insanı taklit etmekte olduğunu vaat eder. Çok insanın aynı şeyi kullandığı izlemini vermek bizde yanlış güvence yaratır. Normalde ihtiyacımız olmayan şeyi elde etmek için tüm enerjimizi ona verdiğimizde de kendi kendimize yabancılaşırız. Kendi hayatımızı değil, başkasının hayatını yaşar duruma geliriz, zombiye dönüşürüz.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen