Dienstag, 28. Oktober 2014

Onurlu yaşamak

Hiç çöp karıştıran insan gördünüz mü? Hiç karnını doyurmak için para toplayan dilenci gördünüz mü? Tüm bağlar koptuktan sonra hayatta kalmak için başka insanın rızasından bağımlı olmak pek istenerek yapılacak bir durum olmaması gerekir. Bir insanın bağımlı olduğunu göstermesi kadar küçük düşürücü birşey yoktur. Normal yaşantıda bile insan  en küçük şeyi başkasından sıkıla sıkıla istediğini varsayarsak, bir hayatı sürdürmek için başkasına muhtaç olunduğunda ne kadar aşağılayıcı bir duruma düşündüğü daha iyi anlaşılır. Aşağılandığını bile bile yine de dilencilik yapıyor ise benliğinden arınmış olmalı. O, onu kısıtlayan sınırları aşmış olmalı.

Ne kadar doğrudur bilmiyorum ama belki de budist rahipler kendi egosunu yenmesi için yiyecek toplamaya şehre gönderilirlermiş. Başkasından bağımlı olduğunu bildiği halde hayatını başkasının avucunun içine koymak özgürlük göstergesinin en doruk noktasıdır. Bağımlı olduğun için değil, kendi egonu yendiğin için özgürleşirsin. Sokakta, yanından geçen her göze tahammül ederek çöp toplayan biri kendi kibirini yenmiş biridir. O içinde bulunduğu toplumun en aşağılayıcı "mesleğini" yapıyor ve toplumdan dışlanıyor olmasına rağmen yine de hırsızlık yapmak yerine dileniyor ise, o en onurlu şeyi yapıyor demektir. O hayatını onuru ile sürdürüyor demektir.

İhtiyacı olduğunu bildiği halde izinsiz başkasından birşey almıyor veya başkasının kullanmadığı şeyleri topluyor ise hayatını en onurlu şekilde devam ettirmek istediğinin göstergesidir de bu. O diğer hırsızlar gibi isyan edip toplumun ona vermediği şeyleri zorbalıkla da alabilirdi. Onun hayatta kalmasının sağlanması, içinde yaşadığı toplumun görevi olduğunu öne sürerek zorbalıkla ihtiyacı olan şeyi alabilirdi de. Hayır, onurlu kişi olarak hayatta kalmayı istiyor o, yine de ihtiyacı olan şeyi başkasının rızası olmadan da almayı düşünmüyor. O onursuz yaşamak yerine onurlu ölmeyi seçtiği için çoğu insandan daha fazla onurlu bir hayat sürdürür.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen