„Werde
der, der du bist!“
„Olmak
istedigini ol!“ der Nietzsche. O halde ne olabiliriz? konusunda
fikrimiz olmasi gerekiyor. Gercekten de her istedigimiz seyi olabilir
miyiz? Einstein, bir baligin ucma yetisine göre degerlendirildiginde
ömrü boyunca aptal oldugunu zannedecegine isaret eder. Balik
kendini kus zannettigi zaman ucmaya kalkistiginda tabii ki kendinin
aptal oldugunu zannedecektir. Ona ucmak icin kanat degil, yüzmek
icin yüzgec verilmistir. Kendini degerlendirmekte yanilgiya
düsmüstür o. Insan istedigini olabilmesi icin kendisini tanimasi
sarttir. Yüzgecinin olmadigini, yüksek beklentilerden de
arindirilmis olunmasi gerektigini bildigi durumda gercek
potansiyalini kesfetme firsatini bulacaktir.
Kendi kendini
tanidikca potansiyelini kesfedecek, kesfettikce de kendi kendini daha
iyi taniyacaktir. Tanidikca tabiatin ona öngördügü potansiyeli
doldurma sansi bulacaktir. Tabiatin disina cikamaz o. Tabiatin ona
neyi lütfettigini de önceden bilemez. O halde denemekten baska
caresi yoktur onun. Denedikce kendi becerisini gelistirecek, becerisi
gelistikce de daha degisik seyler deneyecektir. O potansiyelini
gelistirmekle el becerisi gelistirir. Gelistirdigi el becerisi dista
maruz kaldigi sinyallere daha iyi anlam verebilmek icindir. O
sinyallerle daha iyi iliski kurabilmek icindir. Iyi iliski kurabilmek
esnekligi de beraberinde getirir, her sarta karsi daha iyi yanit
verebilme yetisinin gelistirilmesini saglar.
Einstein'in
degiminde ucmak meselesi zannedildigi kadar da olanaksiz degildir.
Balik baligin ne olabilme potansiyelini kesfetmesinden sonra yaratici
olma konusunda büyük bir adim atmis olacaktir. O balik oldugunu
bilir ama balik olmakla da yetinmez, o artik ucmak ister, o birseyler
yaratmak ister. Kendisini sinirlayan su ancak yaraticilik ile
asilabilir. Tabiatini kesfeden biri tabiatin ona verdigi sinirlari
asmak isteyecektir. O özgür olma kokusunu almistir bir defa. Tam
özgürlük kendi potansiyelini kesfedip yaratici olabilmektir.
Kendisini baglayan sartlarin esnemesi halinde daha özgürlesecektir.
Özgürlügü
kisitlayan faktör distan bize atfedilmis olanidir. Gercek
potansiyelimizin tümünü bildigini zannedenler tavsiyede bulunup
bizi tehlikeden korumak istediklerini söylerler. Gercekten de
korurlar da. Belki de kendileri cok aci cekmis olabilirler,
cocuklarinin da ayni aciya maruz kalmalarini istemeyeceklerdir.
Cocuklarina kolaylik saglayip iyi bir yasam saglamalarinda katkida
bulunmak isteyeceklerdir. Tüm tehlikeden korumak ulasilmak istenilen
amaca ulastiracak midir? Ucma denemesini yapmamis birinin kanatlari
ne kadar gelisebilir ki? Aciyi tatliyi tatmamis biri ne kadar aciyi
ve tatliyi deneyimlemis olur? Iyiyi kötüden, güzeli cirkinden
nasil ayirt edebilir ki? Kendi basina nasil karar verip kendi
ayaklarinin üzerinde durmayi ögrenebilir ki? Verdigi kararlarin
neye dayanarak verildigini nasil ögrenebilir ki? Dayanaklarin yanlis
olmasi halinde onlari nasil gelistirebilir ki?
Koruma amacli
önerilerin icselletirildiginde o sahis kendisinin yeteneksiz ve
kendinden cok baskalarina güvenmesi gerektigini ögrenecektir. O
kendini baskasinin emrine itaat etmesi gerektigini ögrenecektir.
Kendi potansiyelini kesfedemiyecektir. Özgür olma yolunda geri adim
atmis olacaktir. O kendi potansiyelini özgürlestigi anda
kesfedecektir.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen