Sonntag, 22. Dezember 2013

Degisim ve dönüsüm üzerine


Werde der, der du bist!

„Olmak istedigini ol!“ der Nietzsche. O halde ne olabiliriz? konusunda fikrimiz olmasi gerekiyor. Gercekten de her istedigimiz seyi olabilir miyiz? Einstein, bir baligin ucma yetisine göre degerlendirildiginde ömrü boyunca aptal oldugunu zannedecegine isaret eder. Balik kendini kus zannettigi zaman ucmaya kalkistiginda tabii ki kendinin aptal oldugunu zannedecektir. Ona ucmak icin kanat degil, yüzmek icin yüzgec verilmistir. Kendini degerlendirmekte yanilgiya düsmüstür o. Insan istedigini olabilmesi icin kendisini tanimasi sarttir. Yüzgecinin olmadigini, yüksek beklentilerden de arindirilmis olunmasi gerektigini bildigi durumda gercek potansiyalini kesfetme firsatini bulacaktir.

Kendi kendini tanidikca potansiyelini kesfedecek, kesfettikce de kendi kendini daha iyi taniyacaktir. Tanidikca tabiatin ona öngördügü potansiyeli doldurma sansi bulacaktir. Tabiatin disina cikamaz o. Tabiatin ona neyi lütfettigini de önceden bilemez. O halde denemekten baska caresi yoktur onun. Denedikce kendi becerisini gelistirecek, becerisi gelistikce de daha degisik seyler deneyecektir. O potansiyelini gelistirmekle el becerisi gelistirir. Gelistirdigi el becerisi dista maruz kaldigi sinyallere daha iyi anlam verebilmek icindir. O sinyallerle daha iyi iliski kurabilmek icindir. Iyi iliski kurabilmek esnekligi de beraberinde getirir, her sarta karsi daha iyi yanit verebilme yetisinin gelistirilmesini saglar.

Einstein'in degiminde ucmak meselesi zannedildigi kadar da olanaksiz degildir. Balik baligin ne olabilme potansiyelini kesfetmesinden sonra yaratici olma konusunda büyük bir adim atmis olacaktir. O balik oldugunu bilir ama balik olmakla da yetinmez, o artik ucmak ister, o birseyler yaratmak ister. Kendisini sinirlayan su ancak yaraticilik ile asilabilir. Tabiatini kesfeden biri tabiatin ona verdigi sinirlari asmak isteyecektir. O özgür olma kokusunu almistir bir defa. Tam özgürlük kendi potansiyelini kesfedip yaratici olabilmektir. Kendisini baglayan sartlarin esnemesi halinde daha özgürlesecektir.

Özgürlügü kisitlayan faktör distan bize atfedilmis olanidir. Gercek potansiyelimizin tümünü bildigini zannedenler tavsiyede bulunup bizi tehlikeden korumak istediklerini söylerler. Gercekten de korurlar da. Belki de kendileri cok aci cekmis olabilirler, cocuklarinin da ayni aciya maruz kalmalarini istemeyeceklerdir. Cocuklarina kolaylik saglayip iyi bir yasam saglamalarinda katkida bulunmak isteyeceklerdir. Tüm tehlikeden korumak ulasilmak istenilen amaca ulastiracak midir? Ucma denemesini yapmamis birinin kanatlari ne kadar gelisebilir ki? Aciyi tatliyi tatmamis biri ne kadar aciyi ve tatliyi deneyimlemis olur? Iyiyi kötüden, güzeli cirkinden nasil ayirt edebilir ki? Kendi basina nasil karar verip kendi ayaklarinin üzerinde durmayi ögrenebilir ki? Verdigi kararlarin neye dayanarak verildigini nasil ögrenebilir ki? Dayanaklarin yanlis olmasi halinde onlari nasil gelistirebilir ki?

Koruma amacli önerilerin icselletirildiginde o sahis kendisinin yeteneksiz ve kendinden cok baskalarina güvenmesi gerektigini ögrenecektir. O kendini baskasinin emrine itaat etmesi gerektigini ögrenecektir. Kendi potansiyelini kesfedemiyecektir. Özgür olma yolunda geri adim atmis olacaktir. O kendi potansiyelini özgürlestigi anda kesfedecektir.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen