Insanligin baslangicindan beri
kadinlarin gücsüz fizige sahip olduklari, magaralarda saklanmasi ve
korunmasi gerektigi erkekler tarafindan öne sürülmüstür. Güclü,
kuvvetli erkekler kadinlari dis tehlikelere karsi korumalari
durumunda kadinlardan ev islerini yapmalari beklenmistir. Onlar
disarda tehlikeyle bogusup eve av getirecek ve kadinlar da evde güzel
bir yemek hazirlayacaktilar. Erkeklerin güclü, kadinlarin ise
becerikli olmalari beklenirdi. Is ayrimi ilk zamanlarda erkek ve
kadinlarin dogasi gerektigi sekilde yapilmistir. Kadinlar gercekten
de dogabilecek tehlikelere karsi tam donanimli degildiler. Onlarin
güclü erkekler tarafindan korunmasi iki taraf icin de yararli is
paylasimi olarak betimlenebilir.
Zaman gectikce
insanoglu doga tehlikesinden korunmanin caresine bakmakla kalmamis,
ayni zamanda onu yok edercesine geriye itmis ve ikinci dogasini
gelistirmistir. Ikinci dogasi dogada dogal olmayan kültürden
ibarettir. O artik doga ile ugrasmaktan ziyade hem kendini hem de
icinde bulundugu toplumu gelistirmekle mesgul olmustur. Ciplak dogaya
karsi güclü olmanin yerini insanlar arasi iliskiler almis, kas gücü
yerini beyin gücüne birakmistir. Ikinci doganin gelismesi ile
zorlama yerine ikna etmek gelmistir. Insanlar artik ortaklasa
birseyler yapmak istediklerinde zorbalik yerine ikna edilmek
istemislerdir. Kas gücü yerini dil gücüne birakmistir.
Ikinci dogaya,
yani kültüre en hazirlikli olanlar kadinlardi. Kadinlar gücsüz
olduklari icin dil gücünü kesfetmek zorunda kaldilar. Dil
hakimiyeti onlara yeni olusan kültürde avantaj saglayacakti. Her ne
kadar güc yerine iliskinin hakim oldugu bir ortamda kadinlar kendi
güclerinin farkina varsalar da, erkekler ayni hizla degisim
gösteremediler. Erkekler hala güclü olmanin bir avantaj
sagladigini, eski geleneklerin sürdürülmesini istemislerdir:
kadinlar evde, erkekler disarda hayat sürdürsünler.
Kas gücü üstünlügü zihin gücüne birakmasi ile kadinlari elde etme sekli
de degismistir. Kadinlar artik av ile gelen erkeklerden mest olmamaya baslamislar, karin doyurmanin ötesinde
zihinsel doyumu da istemislerdir. O artik „alinmak“
yerine kesfedilmek istemistir. Kendi gücünün farkina varan kadin
gücüne uygun sekilde elde edilmeyi beklemistir. Kadinlarin bu tavri,
erkekleri rol oynamaya itmistir. Rol oynamakla da erkekler dilini
kesfetme sansini yakalamis, yeni ikna etme sekillerini kesfetmistir.
Dil ile gelisen
yeni davranis sekilleri de olmustur. Kaba davranis yerini
duygusalliga birakip, erkekler daha da kadinimsi görünüm
almistir. Rol oynamak sadece sahnelerde kalmayip, güncel hayata da
girmistir. Rol oynayan hem rol yaptiginin farkina varir, hem de
oynamak istedigi rolün gercekci olmasina calisir. Erkek empati
kurmayi böylelikle kadinlar sayesinde ögrenmistir. Empati ile güc yerini
sevgiye birakmistir.
Erkek kiz ayrimi
ne ise yarar? Erkek kiz ayrimi simdiye kadar yol alinmis gelismeleri
geriye döndürmeye, insani dogal duruma tekrardan götürmeye, gücün
hakim oldugu ve kati rollerin daha da katilasmasina yarar. Kadinlar
objelestirilir, tekrar „almak“ ve „vermek“ hakim olur.
Ikinci doga yavas yavas gücünü kaybeder ve en büyük avi eve
gitiren, istedigi kadina sahip olur. Erkek rol yapmamasi ile dil
becerisini yitirir, kendini baskasinin yerine koyma yetisini de
kaybeder. Oysa oyun oynadikca bu yetiler gelisebilirdi.
Rol oynamanin
kisitlanmasi erkegi tekrar „erkek“ yapar. Cinsel duygusunu
gidermek istediginde kadini „alir“ ve tatmin olur.
Kadin onun duygularini gidermek icin vardir. Dil becerisi ile kadini
fetethmesine gerek yoktur. Kadin ile erkek arasinda dram yasanmaz.
Hayat sadelesir ama derinligini de yitirir. Kadini almakta sorun
görmez. Tabiatinin gerektirdigini yerine getirdigini zanneder,
zorbalik ettigini, kadina tecavüz ettiginin farkinda degildir.
Doganin geregini ayni anda yerine getirmemesi gerektigini, istedigi
zaman istedigini alamiyacagini, almak istedigi zaman sabirla
fethetmesi gerektigini unutacaktir.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen