Freitag, 13. Dezember 2013

Ya gecmisiniz sizi kovalar ya da siz geleceginizi.

Gecmisteki olaylarin bireyi tamamen deterministik düsünceye aittir. Fransiz matematikcisi ve filozofu Laplace bu konuda en revanj gören isimlerden biridir. Ismini tasiyan denkleminden esinlenerek gecmisi belirleyen parametrelerin ve baslangic noktalarinin verildigi anda gelecegin de belirlenmis oldugunu öne sürdü Laplace. Ona göre o parametrelere sahip olan bir hayalet gelecegi belirleyebilirdi. Literatürde bu hayalet "Laplace hayaleti" olarak bilinir.

Cok kisa sürede atomun derinliklerinde incelemeler hiz kazanirken fizikci Heißenberg mikro boyutlarda cereyan eden parcaciklarin hizi ile konumlari arasindaki bagi gösterdi. Mikro boyutta bir cismin ya hizi bilinebilirdi ya da konumu ama asla ikisini ayni anda belirlemek imkansizdi. Heißenberg'in teorisi ile belirsizlik kurami klasik mekanige de girmis oldu.

Belirsizlik teoremi klasik mekanigi baska boyuta sürüklemekle kalmadi ayni zamanda onun sinirlarini da göstermis oldu. Herseyi bilen bir hayaletin olamiyacagi da böylece gösterilmis oldu. Laplace denklemi icin gerekli keskin baslangic noktasinin belirlenmesi imkansizdi, o sadece belli degerler arasinda oynuyordu. Bu varyasyon aslinda bize cok degisik imkanlar sagliyordu. En önemlisi gelecegin acik oldugunu göstermekti. O degerlerin cok hafif oynamasi halinde bile uzun vadede denklemler instabil olabiliyorlardi ki buna bazi kesimler kelebek etkisi de diyorlardi: Cok kücük bir etkinin baska bir yerde firtinaya yol acabilme olanagi.

Kismen baslangic noktasindaki gerceklesen varyasyonlar kücük ölceklidir. Cogu zaman bütüne olan etkisini hemen fark edemiyoruz, bütün kendi bütünlügününü korumakla hükümlüdür. Varyasyonlar belli ölceklikte sinirli kalirsalar bütün bütünlügünü koruyabiliyor. Varyasyonlarin kanser hücreleri gibi cogalmalari halinde büyümeleri ivme kazaniyor ve tüm organizmayi ele geciriyorlar. Bu büyüme artik hücre icinde büyümenin cok ötesine gecmistir ve hücreyi tehdit eder hale gelmistir. Varyasyonlar belli sinirlar icerisinde gerceklesip sinirsiz büyüme egilimini kisitlamak gerekiyor ki bütün bu degisikliklerden zarar görmesin.

Ilk hitapda ne kadar korkutucu gelse de varyasyonlar bize degisken bir cevrede algiladigimiz enformasyonlara gereken davranisini göstermemizi sagliyor. Varyasyonlar sayesinde biz bir defa ögrendigimiz yöntemleri her probleme uyarlamiyoruz. O zamana kadar ögrendigimiz yöntemleri yeni probleme uygulamadan önce nelerin olabilecegini kafamizda canlandirip o yöntemi yeniden modifiye etmemiz gerekiyor. Etmemiz de gerekiyor, cünkü o yöntem yöntem haline geldigi zamanki baslangic degerler ile yeni baslangic degerler arasinda fark vardir. Diyelim ki baslagicta t1 zamaninda gelistirilmis yöntemin baslangicdegeri x olsun, t2 zamaninda o deger x+dx (dx=delta x) olacaktir ki böyle bir deger fonksiyonlastirildiginda f(x+dx) degerini alacaktir. Eger f(x+dx) degeri zamanla her siniri asiyorsa onu sinirlayici, yeni yöntemler gelistirmeliyiz.

Baslangic degerlerin degismesi bizi sürekli yeni yöntemler aramamiza tesvik ediyor. Bir önceki gelistirdigimiz yöntemin sinirlari o halde cok kisitlidir. Eski yöntemlerden yararlanmak bize sadece eskiden belli basli problemlerle nasil bas edildigini gösteriyor. Eger biz o problemin cikis sartlarini ve sonraki gelismelerini iyice incelersek o günki kullanilan yöntemin artisini ve eksisini görmek mümkün olacaktir. Biz de bezer sekilde eksileri men ederek yeni problemler üzerinde deneyimleriz.

Konunun buraya kadar anlasilmasi bize cok önemli iki sorunu cözmekte yardimci olacaktir. Birincisi: tarihin önemi, ikincisi kendi deneyimlerimizin önemi.

Kolaylikla anliyacagimiz gibi tarih tekkerür etmez. Yukarda da belirttigimiz gibi baslangic degerler zaman farki ile farklilasacaklardir. Gecmiste varsayilan bir durumun bugün de ayni olmasi beklenemez. O halde o günkü kullanilan yöntem ile bugünkü kullanilan yöntem arasinda fark olmalidir. Körü körüne kullanilan yöntemler aksi halde cok büyük calkantilara yol acacaktir ki bu da büyük tehlike arz eder. Eski zamandan ögrenebilecegimiz tek sey hangi yöntemi kullandiklarini ögrenmektir. Bugüne ayarlayip uyarlamak yine bizim isimizdir.

Diger taraftan toplum tarihi kadar kendi tarihimiz de önemlidir, cünkü toplum davranisi ile kendi davranisimiz arasinda bag vardir. Biz de bir defasinda ögrendigimiz bir yöntemi ebedi kullanabilecegimizi zannediyorsak orada da baslangic degerlerin sabit kalacagi konusunda yanilgiya düsmüs olacagiz. Baslangic degerler ayni degildir. O halde kendi deneyimlerimizi de irdelerken ögrendigimiz yöntemleri hangi sartlarda ögrendigimizi iyi irdelememiz gerekiyor. Bu konuda cok dürüst olamliyiz. Eski durumlari mukayese yaparken kendi durumumuzu iyi isikta tutmak cogu zaman gururumuzu oksayabilir ama basarili olmamizi engelleyecektir. Yöntemimizi bugünün sartlarina uyarlamamizi engelleyecektir.

Ömür boyu ögrenmek degismekte olan baslangic degerleri yeniden gözden gecirmek icindir. Bir defa ögrendigimizle kalamiyoruz. Sürekli ögrenmekle, kendi kendimizi yenilemekle mükellefiz. Hem baslangic sartlari degisiyor, hem de yöntem degisiyor. Baslangic degerleri konusunda pek sorumluluk alamayiz ama gelistirebilecegimiz yöntem konusunda sorumluyuz. Cünkü o yöntem bizi gelecege tasiyor. Yöntemi degistirmek bizim elimimizde ve böylelikle gelecekte karsilasacagimiz sorunlari azaltmak veya cogaltmakta bizim elimizde. O halde simdiden baslayip sorumlulugu üstlenmemiz gerekiyor.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen