Montag, 23. Dezember 2013

Iyilik ve güzellik üzerine


Dostojewski herseyin iyi oldugunu ama insanoglu iyiyi göremedigini, gördügü takdirde ise hemen mutlu olabilecegini söyler. Iyiyi göremedigi icin mutsuzdur o. Dostojewski burada nasil bir iyilikten bahsediyor? Ona göre iyilik insan disinda, disarda bir yerde olmasi gerekiyor. Insan disinda olan birsey insanin arzusundan, isteginden bagimsiz birseydir. Onun var olmasi insanin varligina bagimli degildir, o halde iyilik cikarcilikla alakali birsey degildir. Insana göre iyilik degismez. Iyilik karsisinda her insanin ayni tavir sergilemesi gerekir ki insandan bagimsiz olasin.

Iyiligin insanin disinda olmasi onun kavranamiyacagi anlamina da gelmez. Metafiziksel bir olgu degildir iyilik. Iyilik aninda hissedilebildigi gibi kaynagi belli degildir. O aniden ortaya cikar. Iyilik bilince düstügü zaman iyilik sayilmaz. Bilinc degerlendirir. Her degerlendirmede kimin yararlanacagi konusunda fikir yürütür. O kazanani ve kaybedeni hemen tespit etmek ister. Iyilik dile düsmedigi anda, sessiz kaldigi anda iyiliktir. O cevresi ile bütünlestiginde, kendisinin cevresi ile gelisme gösterdigi anda iyilik yapmis olur. Her yapilan iyilik geri dönüsümlüdür. Cevresini gelistirdigi gibi kendisini de gelistirir. Geri dönüsüm ayni anda gerceklesmez. Arada zaman farki oldugu icin geri dönen iyiligin nerden kaynaklandigi pek bilinmez. Herkes gibi bir hesap yapmak gerekirse, iyilik insana iyi bir hayat sürdürmeyi saglar ve yaptigi isler basitlesir. Eline aldigi seyler sanki kendiliginden oluyormus gibi gözükür.

Kendiliginden olusan seyler iyidir. Iyilik ne kadar aninda gerceklesse de güzelligin ortaya cikmasi zaman alir. Güzellik disarda bizden bagimsiz birsey degildir. Güzelligin görülmesi ögretiden gecer. Sanat eserlerindeki güzelligi kavrayabilmek icin sanat tarihini irdelemek gerekir. Ondan önceki sanatcilarin düsüncelerini bilmesi gerekir. Gecmisi bilinmeyen bir bina üstü üstüne konmus tas yiginindan baska birsey degildir. Binaya güzelligi veren o binanin tarihidir. Iste bu yüzden güzelligi görmek icin hazir olmak gerekir. Insan ancak kendini hazirladigi zaman güzelli fark edebilir. Egitim güzellikten önce gelir.

Güzellik emek ister. Emek ise emekleyenin tüm hücrelerine yansir. Vücutta en belirgin yer güzelligin surata yansimasidir. Her edinilen deneyim suratta ifadesini bulur. Cok engebeli bir surat sahibinin deneyimli oldugunu gösterir. Güzellik deneyimde yatar. Buna ragmen güzellik denince genelde cocuksu bir surat tercih edilir. Cocuk surati masumiyeti simgeler. Genc kalmislar arasinda genc gözükmek masumiyeti temsil ettiginden dolayi güzellik cocuksu bir yüz alir. Bicak altina yatmak da masum gözekmenin arka yüzüdür.

Tekrardan cocuk olma arzusu bilgisizligi bilgiye yeglemekten baska birsey degildir. Pürüzsüz bir yüz ifadesi ile masum gözükmek, cocukluktaki duyulmus olan güvceye tekrar erismek istenir. Bu anlamda güzellik zamansiz ve deneyimsizliktir. Bu genel kani güzellik kavramina ters düser. Güzellik zamana tabidir ve zamanda iz birakir. Güzellik bir nevi kavramaktir. Güzellik bir sey deneyimlendigi zaman, birsey kavradigi zaman duyulan histir. Güzellik ögrenilir ve ögretilebilir. Iyilik gibi aninda gerceklesmez.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen