Dostojewski
herseyin iyi oldugunu ama insanoglu iyiyi göremedigini, gördügü
takdirde ise hemen mutlu olabilecegini söyler. Iyiyi göremedigi
icin mutsuzdur o. Dostojewski burada nasil bir iyilikten bahsediyor?
Ona göre iyilik insan disinda, disarda bir yerde olmasi gerekiyor.
Insan disinda olan birsey insanin arzusundan, isteginden bagimsiz
birseydir. Onun var olmasi insanin varligina bagimli degildir, o
halde iyilik cikarcilikla alakali birsey degildir. Insana göre
iyilik degismez. Iyilik karsisinda her insanin ayni tavir sergilemesi
gerekir ki insandan bagimsiz olasin.
Iyiligin insanin
disinda olmasi onun kavranamiyacagi anlamina da gelmez. Metafiziksel
bir olgu degildir iyilik. Iyilik aninda hissedilebildigi gibi kaynagi
belli degildir. O aniden ortaya cikar. Iyilik bilince düstügü
zaman iyilik sayilmaz. Bilinc degerlendirir. Her degerlendirmede
kimin yararlanacagi konusunda fikir yürütür. O kazanani ve
kaybedeni hemen tespit etmek ister. Iyilik dile düsmedigi anda,
sessiz kaldigi anda iyiliktir. O cevresi ile bütünlestiginde,
kendisinin cevresi ile gelisme gösterdigi anda iyilik yapmis olur.
Her yapilan iyilik geri dönüsümlüdür. Cevresini gelistirdigi
gibi kendisini de gelistirir. Geri dönüsüm ayni anda gerceklesmez.
Arada zaman farki oldugu icin geri dönen iyiligin nerden
kaynaklandigi pek bilinmez. Herkes gibi bir hesap yapmak gerekirse,
iyilik insana iyi bir hayat sürdürmeyi saglar ve yaptigi isler
basitlesir. Eline aldigi seyler sanki kendiliginden oluyormus gibi
gözükür.
Kendiliginden
olusan seyler iyidir. Iyilik ne kadar aninda gerceklesse de
güzelligin ortaya cikmasi zaman alir. Güzellik disarda bizden
bagimsiz birsey degildir. Güzelligin görülmesi ögretiden gecer.
Sanat eserlerindeki güzelligi kavrayabilmek icin sanat tarihini
irdelemek gerekir. Ondan önceki sanatcilarin düsüncelerini bilmesi
gerekir. Gecmisi bilinmeyen bir bina üstü üstüne konmus tas
yiginindan baska birsey degildir. Binaya güzelligi veren o binanin
tarihidir. Iste bu yüzden güzelligi görmek icin hazir olmak
gerekir. Insan ancak kendini hazirladigi zaman güzelli fark
edebilir. Egitim güzellikten önce gelir.
Güzellik emek
ister. Emek ise emekleyenin tüm hücrelerine yansir. Vücutta en
belirgin yer güzelligin surata yansimasidir. Her edinilen deneyim
suratta ifadesini bulur. Cok engebeli bir surat sahibinin deneyimli
oldugunu gösterir. Güzellik deneyimde yatar. Buna ragmen güzellik
denince genelde cocuksu bir surat tercih edilir. Cocuk surati
masumiyeti simgeler. Genc kalmislar arasinda genc gözükmek
masumiyeti temsil ettiginden dolayi güzellik cocuksu bir yüz alir.
Bicak altina yatmak da masum gözekmenin arka yüzüdür.
Tekrardan cocuk
olma arzusu bilgisizligi bilgiye yeglemekten baska birsey degildir.
Pürüzsüz bir yüz ifadesi ile masum gözükmek, cocukluktaki
duyulmus olan güvceye tekrar erismek istenir. Bu anlamda güzellik
zamansiz ve deneyimsizliktir. Bu genel kani güzellik kavramina ters
düser. Güzellik zamana tabidir ve zamanda iz birakir. Güzellik bir
nevi kavramaktir. Güzellik bir sey deneyimlendigi zaman, birsey
kavradigi zaman duyulan histir. Güzellik ögrenilir ve
ögretilebilir. Iyilik gibi aninda gerceklesmez.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen